Bismillahirrahmanirrahim
Ortadoğu coğrafyası, konumu, iklimi, petrolü, madenleri suyu ve geçmişiyle cazibesini hiç yitirmeyen bir nazlı gelin gibidir. Dostunun ve düşmanının çok olması kendisinden mütevellid dir. Zira tavus kuşunun en büyük düşmanı kendi kuyruğudur. Tilkinin ise parlak postudur.
Dünyanın merkezi ve insanlık tarihinin anavatanı olan ortadoğunun defalarca kuyruğu koparılmıştır.
Binlerce kilometre uzaklardan gemileri ve füzeleriyle bu coğrafyaya gelenlerin piknik yapmaya gelmedikleri aşikardır. Kambersiz düğün olurmu? tabiki olmaz!! Vasiyetinde İstanbulu Rusyanın başkenti olarak gören deli Petro'nun çocuklarının gelmesiylede kadro hemen hemen tamam olmuştur.
Bu makalemizde, tarihsel süreçte Türk ve Rus ilişkileri ile , Rusların Türklere uygulamaya çalıştıkları asimilasyon projesinden bahsedip, Türklerle Rusların kaderlerinin kesiştiği kavşakları yürüyüp geçmeye çalışacağız.
Kavşaklar tehlikelidir.Yanlış kavşaklara girmemek lazımdır. Vatana ihanet ise en tehlikeli kavşaklardandır. Fakat görene, Köre ne?
Körler Şehzade Mustafanın hikayesini filimlerden izledikleri için Kanûni ye ateş püskürürken, aynı asırda yaşayan ve oğlunu ihanet ettiği gerekçesiyle 1582 de katleden IV. İvan'ı (nâmı diğer korkunç İvan'ı) bir türlü göremez veya görmek istemezler.
Vatana ihanetin cezası ölümdür. O kişi Şehzade Mustafa bile olsa.
Hakanlar la Çarlar'ın yollarının kesiştiği bir diğer kavşak ise, iki imparatorluğunda aynı asırda rejim değişikliğine gitmiş olmasıdır. Şöyleki; Osmanlı, cumhuriyyet rejimine geçerken, Rus çarlığı ise (SSCB) sovyet Rusya olarak kimilerinin cenneti (özgürlüğü), kimininde cehennemi (tutsaklığı) haline gelmiştir.
Yine aynın asırda Osmanlının başkenti, İstanbuldan Ankaraya, Rusyanın başkenti olan Petersburg da Moskova'ya taşınmıştır.
Osmanlı batıda hristiyanlarla savaşırken, Ruslarında doğuda hep müslümanlarla savaşması iki ülkeninm yollarının kesiştiği ters kavşaklardandır.
Haddizatında Türkler ve Ruslar yaklaşık olarak 1300 yıldır birbiriyle mücadele eden iki milletdir. 1300 sene evvel Avarlar ve Hazarlar la tanışan Rusların sıcak denizlere olan sevdaları Peçeneklerin engeline takıldığı günden beri Rusların Türklere olan düşmanlığı artarak devam etmiştir.
Türklerin içerisinde bulunmadığı bir Rus tarihinden bahsetmek eksik anlatımdan başka birşey ifade etmez.
Türkler gibi Ruslarda yarı avrupalı, yarıda asyalıdırlar.
Rusların büyümesi ve güçlenmesi ise malesef sapı bizden olan baltaların icraatlarıyla gerçekleşmiştir.
Kırım Han'ı Hacı Giray'ın 1465 de Altınorda Han'ı Seyit Han'a karşı, III. İvan'a yardım etmesi buna verilecek misallerden sadece birisidir. Ayrıca Timur'un Altınorda'yı yıkmasıyla Ruslara açılan Türkistan kapıları Türk diyarını Rusların arka bahçesi haline getirmeye yetmiştir.
Yani tarihi vâkiâların tesbitine göre Rusları büyüten şey, Türk Rus savaşı değil, bilakis Türklerin Türklerle olan savaşıdır.
Ortodoks olan kıpçak Türkleri, Ruslar için herhangi bir tehlike arzetmiyordu. Devam edecek