Müslüman laik olabilir mi? sorusuna şeriatçı birisinin vereceği cevabı insanlar taraflı bulabilirler. O halde yaşadığımız toplumda ünlü ve ünvan sahibi ve de bir çok kesim tarafından kabul edilen kişilerin vereceği cevap muhtemelen daha bağlayıcı olacaktır.
Mesela tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı bu suâle şöyle cevap veriyor; “Din ile devletin ayrılması Yahudilik ve Müslümanlık'da imkansızdır. Çünkü her iki dinde de din, insanların 24 saatini ayarlar. Devletin görevi aslında insanların dînî ibadetlerini hazırlayabilmektir. Bu son nokta çok önemlidir”.2
Evet hiç kimse bize kül yutturmaya çalışmasın. Tarihden ve tarihi şahsiyetlerden misaller vererek laikliği İslam’a yamamaya çalışanların gayretleri boş bir gayretten ibarettir.
Zira Hazreti Ömer’in (Radıyallahu Anh) Kudüs’ün fethinden sonra sarfettiği sözler, Fatih’in patrike hatta Cenevizliler’e verdiği hakların beyannamesi ve Selahaddin Eyyûbî'nin Yahudi ve Hristiyanlara “İnancınızın teminatı benim.” demiş olması, haddizatında İslam hukukundan kaynaklanan şeylerin neticesinden başka bir şey değildir.
Yoksa, helal ve haram ile alakalı Müslümanları ilgilendiren hukukdan başka, maruf ve münker ile alakalı geneli ilgilendiren hukuk, İslam anayasasının yürürlükde olduğu her bir mekanda icra edilmiştir.
Binaenaleyh Allah’ın (Celle Celalühü) emrine muhalefet edilince susan fakat laikliğe dokunulunca isyan edenlere sormak icab eder; Azizim! Sen İslam hukukunu biliyor musun?!
İslam’ın Müslüman olmayanlara tanımış olduğu hakları laiklik adı altında sunmak şayet cehalet değil ise ihanetin ta kendisidir.
Gelin şimdi yakın tarihimizde yapılan devrimler ve inkılaplara şöyle bir göz atalım;
Saltanatın kaldırılması 1922, cumhuriyetin ilanı 1923, halifeliğin kaldırılması 1924, tevhid- tedrisat kanunu 1924, Medreselerin kapatılması 1924, şer’i mahkemelerin kapatılması 1924, yeni anayasanın kabulü 1924, şapka kanunu ve kıyafet devrimi 1925, tekke ve zaviyelerin kapatılması 1925, takvim, saat ve yeni rakamlarla ölçülerin kabulü 1925, türk ceza kanunu, türk medeni kanununun kabulü 1926, mecellenin kaldırılması 1926, harf devrimi 1928, lakap ve ünvanların kaldırılması ve soyadı kanunu 1934, LAİKLİĞİN anayasaya girmesi 02.05.1937. (Devam edecek...)