Mustafa ECE

Mustafa ECE


DÜN SUÇLU LAVRENS’Tİ, YA BUGÜN?

01 Şubat 2018 - 00:02

Dünyayı kendi istedikleri gibi şekillendirmek isteyen Siyonist ve Emperyalist güçlerin, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak istedikleri zaman ne yaptıklarını hatırlıyor muyuz? 
O günkü bu işlemleri nasıl yaptıklarını hatırlamamız gerekiyor ki geçmiş bize ders versin. Kavmiyetçilik kartını, milliyetçilik kartını öne çıkartarak Osmanlı’nın içerisindeki unsurları ayrıştırmak suretiyle bölünmeyi başardıklarını biliyoruz.
Her ne kadar suçu Lavrens ve benzeri bizden gibi görünen ama bizden olmayan dış unsurlara bağlasak da ve hatta suçun tamamını onlara atsak da, o günkü şartlar suçluluğu muzdan, bizi asla kurtaramadı ve asla kurtaramaz da.  
Allah(cc) ve resulünün(sav) ortaya koymuş olduğu hakiki prensiplere sahip çıkmamamızın karşılığı olan bölünme ve parçalanma, ümmet olarak yaptıklarımızın sonucudur.
Kısacası Lavrensler yapması gerekeni yapıyorken, bizler Allah(cc) ve resulünün(sav) tavsiyelerini, emirlerini bir kenara bırakırsak Lavrensler, Şeytan ve dostlarının vesveseleri bizi şekillendirir hale gelir.
Sonuçta Lavrensler ve şeytan tamamen suçlu mu olacak, bizim hiç mi suçumuz olmayacak. O günkü şartlarda ki tüm suçları Lavrenslere atacağız öyle mi. Adamların ellerine cetveli alıp ülkeleri istediği gibi bölüp parçaladıklarını ve sınırlar çizdiklerini söyler dururuz.
Peki, biz bugün bundan ders çıkardık mı? Peki, geçmişte dedelerimizin başına gelenler bizim aklımızı başımıza getirmesine vesile oldu mu? Onların yapmış oldukları yanlışlardan örnek alarak, ders çıkartarak hayatımızı şekillendire biliyor muyuz?
O gün Osmanlı İmparatorluğu siyonist ve emperyalist güçlerin karşısında büyük bir güç idi. Bu gücün karşılarında duramaması için bölüp parçalamaları gerekiyordu. Bugün ise o günkü bölüp parçaladıkları devletler karşılarında bir bütün oluşturması mümkün gibi göründüğü için, O günkü böldükleri topraklar yine onların emellerine ulaşmalarına engel gözüküyor.
Onların bugün de o böldükleri toprakları tekrar şekillendirmek için ellerine cetvel ve kalemi aldıkları açıktır. Libya’yı parçaladılar, Afganistan’ı parçaladılar, Irak’ı parçaladılar, Suriye’yi parçaladılar ve parçalamaya devam etmeyi hedefliyorlar.
Yarın karşılarına dikilebilecek bize göre küçük bile olsa devletler kalmasın, daha da küçülsün ki bir araya gelemesinler. Böylelikle onlar emperyalist ve Siyonist düşüncelerini dünyaya hâkim kılmaya devam etsinler.
Zannediyor musunuz ki bu emperyalist ve Siyonist düşünceler ülkelerin haritaları değiştirmekle mi kalıyorlar? Bölme ve parçalama işlemleri sadece ülke sınırlarından mı ibarettir. Hayır, şöyle bir bakalım ülkemize; cemaatler, cemiyetler, dernekler ve Vakıflar çerçevesinde birbirilerimizle karşı karşıya gelmiş vaziyetteyiz.
Bu suretle ülke içerisindeki küçük küçük bölünmeleri sağlayıp bir araya gelemeyecek yapılar oluşturmak için fitne tohumlarını atılmışlardır. Küçük fikir ayrılıklarını ortaya koyarak ümmeti bir düşünceyi oluşturmayalım diye, guruplar arasına nifak sokmak suretiyle, birlikte bir çalışma yapamadığımızı görmekteyiz. Dün Osmanlıyı yıkanlar aynı senaryoyu bugün ülkeler arasında uygularken, ülke içinde de cemaatler, dernekler, Vakıflarla uygulamak suretiyle, ülkelerin değil ülkenin bile bir araya gelmesine müsaade etmek istemeyecek şekilde hareket etmektedirler.
Bizler bunların bu şeytani düşüncelerini görüp ümmeti bir düşünceyle Allah’ın(cc) ipine sımsıkı sarılmazsak benim cemaatim, benim tarikatım, benim derneğim, benim ideallerim şeklinde hareket ederek ve diğer herkesi sanki yokmuş gibi düşünerek hareket etmemizin neticesinde ortaya çıkacak sonuç, zulmün ve zalimin karşısında boyun eğmek olacaktır.
İşte bu Müslüman olmanın kötü bir şeklidir. Allah’ın(cc) ve Peygamber’in(sav) emirlerine teslim olma yönteminin kötü bir şeklidir. Biz gerçekten Allah’ın emirlerine teslim mi oluyoruz, yoksa Allah’ın(cc) emirlerini ve peygamberin(sav) sünnetini kendimize kalkan ederek, kendi ideallerimizin kölesi miyiz?
Kendi cemaatimizin, cemiyetimizin, tarikatımızın kölesi miyiz? Yoksa gerçek manada Allah’ın(cc) ve Resul’ünün(sav) emirlerini yerine getiren ve ümmeti Muhammed’in derdiyle dertlenen, olması gereken bir mümin mi olmaya çalışıyoruz bir gözden geçirelim.
ALLAH hepimize gerçek manada ileriyi görerek hareket etmeyi nasip etsin. ÂMİN.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum