31 Mart 2019 seçimleri sona erdi. Ancak çalkantıları hala sürüyor. Antalya gibi Türkiye genelinde ki birçok ilde ki değişiklikler adeta kinder yumurta sürprizi gibiydi… Yumurtadan çıkan oyuncaklara kimileri sevindi, kimileri üzüldü… Yinede herkes susmasa bile sandık konuştu.
Seçimlerin ardından sanki zaman saatte yüz yirmi km hızla geldi de geçiyor bile. Neredeyse bir haftayı geride bıraktık… İlk gün büyükşehir belediyesi oldukça sessizdi, beş yıl önceki gibi evrak yakma krizi gibi olayların yaşanmaması ise sevindiriciydi…
Ancak tabi olan biten uzaktan göründüğü gibi değilmiş hiçbir zaman… Gerçeklerin er geç zamanla ortaya çıkma gibi alışkanlığı ve güzel bir tarafı varmış… Duydukların evine gelen misafirler kadar özel olunca sende dikkat kesiliyormuşsun izlediklerinin en heyecanlı karesine… Basketbol lugatında yedeklerde ki oyuncuların fantastik şut çekmesiyle arkadaşlarını satışa getirmesi sonucu olmuş meğerse ne olmuşsa ilçelerde ve büyükşehirde yaşananlar… Toplu taşıma araçlarında ki vatandaşa göre ise bu seçimlerde AK Parti’de üç yanlış bir doğruyu götürmüş… Onlara göre Menderes Türel bağımsızdan girseymiş seçimi kazanırmış… Zira AK Parti’nin kalesi diye bilenen Kepez’den Türel’e oy yeteri kadar gitmemiş… Muratpaşa’da ise durum daha farklıymış… Seçim günü oylar CHP’liler tarafından kişi başı 150 TL’ye satın alınmış… AK Partili bazı sandık başkanları ise hile yapılan sandıklara sesini çıkartmamış… Emniyet görevlilerine ise sürekli mesaj gelmiş olay çıkartmamaları konusunda… Yani diyeceğim şu ki; teşkilat içinde bir ayrışma olmuş nasıl olduysa…
Bunların yanı sıra bir de ulaşım esnafı cephesi var. Ulaşım esnafı da gizli gizli diş bilemiş Türel’e… Büyükşehir’de seçimi kaybetmenin en büyük sebebi ulaşımda ki araçların 1 Şubat 2017 itibariyle AU’ya çevrilmesiymiş… AU tahditli dönüşüm bedelinin ise 50 Bin TL olması ulaşım esnafını sıkıntıya sokmuş… Kulağımıza gelen fısıltılar saymakla bitmez elbet… Her gün mevcut olana bir yenisi eklenir. Şimdi önemli olan kimin kazandığı değil; ekonominin bir an önce düzelmek zorunda olması… Tabi birde seçimin sonucu ne olursa olsun; dilin toplumu ayrıştırmamak adına çok özenli kullanılması gerektiği düşüncesindeyim.
Nefret etmek yerine sevelim, ötekileştirmek yerine birlik olmayı deneyelim… Ne de olsa bu dünyayı iyilik kurtaracak…
Sevgiyle kalın…