Bazen gözümüzün gördüğü kadarını aklımızın yettiği kadarını biliriz dahası yokmuş olmayacakmış gibi davranırız çünkü o an bizim için sınır olan şey o dur. Ama aslında her şeyin dahası vardır.
Daha iyisi , daha kötüsü , daha güzeli, daha çirkini ,daha yeteneklisi ,daha beceriklisi, daha akıllısı dahası dahası dahası hep ama hep vardır. Ama bize göre bizim yaşadıklarımızı sınır sayarız ve asla yaşadıklarımız bu hayatın sınırları değildir.
Bu hayatın sınır duygusunu yaşan var mı bilmiyorum ama bence yok. Çünkü o kadar çok olay atlatan yaşadıklarının altında kalan insan var ki bazen kendi acımıza gömülmüş bunları ben mi yaşadım derken bu olanları nasıl kaldıracağım diye düşünürken bir an tanımadığımız bir insan gelir yanınıza.
Çok neşelidir gülüp eğleniyordur dersiniz ki bunun gibi olmak vardı ama o insanın derdiğini dinlemeye vaktiniz olduğu zaman da dersiniz ki yaşadığımda neymiş insanlar neler yaşayıp nelerle mutlu olabiliyor o an ki yaptığınız öz eleştiri sizi hayata bağlar.
İnsanlar bir başkasının dahasını görmezse yaşayamaz bu hayatta.
Çünkü insan o an bulunduğu durum ne kadar kötü olsa da daha kötüsünü duyduğu, bildiği için halinden mutlu olmaya başlar belki hayatımızda dahalar bu yüzden var biz insanoğlu bir olumsuzluk duymadan kendimizin ne kadar iyi durumda olduğunu anlamayız o yüzden kötü durumlar var o yüzden yaşadığınız kötü olaylarının bazılarının yaşadıklarından daha az olduğunu ya da birine yaşama umudu olacağını düşünün yaşarken.
O zaman daha az acı çekersiniz. Canınız yandığında daha çok canı yanan insanları düşünün ve durumunuzun aslında iyi olduğunun düşünün daha kötüsü de olabilirdi diye düşünün. Çünkü her zaman ama her zaman her olayın daha kötü mutlaka vardır.
O yüzden asla yüzünüzü asmayın gözlerinizi karartmayın hayata karşı olan bakışınızı olumsuz yönde çevirmeyin. Her zaman mutlu olmak canınızı sıkmaz mıydı ? Bazen hüzünlü olmalıyız ki şükür etmeliyiz mutlu günlere.Sıradan yaşadığımız o boş dediğimiz günler vardır.
Of ya dediğimiz o günlere geri dönmek istediğiniz anlat gelir bazen o an işte mutluluğun aslında bizim bakış açımızla alakalı olduğunuzu anlıyoruz. Bulunduğunuz ortama duruma nasıl baktığınız çok önemli hayatınızı her açıdan her gözden eleştirin çünkü hayat çok ama çok yönlü.
Her yönünü bilmek zor ama anlamak için çabalamalıyız. Dahası hep ama hep olacak o yüzden ne olursa olsun mutlu olmak en güzeli.
‘GECELERİM’DEN
Bu gece gözümü yummak isterken
Boş bir rüya olan zavallı düne
İçimden ağladım bu kadar erken
Yetişen günlerin şu ölümüne…
Duymamak isteyen başım yanıyor…
Perdeyi şişirtti bir serin rüzgar
Mumumun alevi dalgalanıyor.
Duvarda titreyen bir loş gölge var…
Bükülüp kıvrandı mumumda ışık
İşte o da söndü.. Bu gürültü ne?
Odama dolarken şimdi karanlık,
Ortak mı çıkıyor rüzgar derdime?..
Elemli bir ahla ses kesilince
Anladım bu dua bir ihtiyarın
Fakat bak ufukta ağardı gece
Ağla ey zavallı!.. Geliyor yarın…
Perdeyi bir daha şişirdi rüzgar
Odamda dolaşan şöyle bir ses var :
‘Ne ağır geçiyor böyle saatler
‘Hala da karanlık gün açılmadı
‘Güneş istiyor kalbimde bir yer
‘Ne ağır geçiyor böyle saatler
‘Ruhumda ezeli bir coşkunluk var
‘Sanki gülmek için doğmuş gibiyim
‘Bu uzun günlerim olsa bir rüzgar
‘Yılları atlamak istiyor kalbim
‘Ne ağır geçiyor böyle saatler
‘Hala da karanlık gün açılmadı’
Odamdan neşeli ses kesilince
Tanıdım sözünden bir güzel kız
Sevin ey zavallı! Ağardı gece
Sönüyor göklerin en son yıldızı…
NAZIM HİKMET/ İLK ŞİİRLER KİTABI