‘Mutluluk’ isteklere ulaşma durumudur. Sözlük tanımı tam olarak bu mutluğun peki ya mutluğun bizim için tanımı ne? Kişiden kişiye değişiklik gösteren bir tanımı ve fiziksel olayı var mutluğun.
Hatırlasanıza ilk bisikleti tek başınıza sürdüğünüz anı o an dünya sizin rüzgâr yüzünüze öyle bir vurur ki sanki özgürlüğü her zerrenizde hissedersiniz. O kadar inanırsınız ki güçlü olduğunuza yenilmez olduğunuza ellerinizi salar kendinizi dişlerinizi rüzgâra teslim edersiniz mutlulukla o an sizden başkası yoktur etrafınızda özgürlük siz ve gülümseyen yüzünüz.
Bir umutla parka koşarız sırasına gireriz sırf gökyüzüne ulaşmak için saçlarımızın rüzgârda ahenkle dalgalanışını izlemek için. Salıncağa bir umutla bineriz ve sallanmaya başlarız rüzgâr bize hızla değdikçe içimiz özgürlük dolar o an gökyüzünde uçan kuştan bir farkımız yokmuş gibi hissederiz. O kadar mutluyuzdur ki o mutluğu hayatımız boyunca bir daha asla yaşayamayız.
O çocukça masum mutluluk hayatımızı salıncağa binemez hale geldiğimizde, dostlarımızda sokakta gece yarılarına kadar oynayamadığımız yaşa geldiğimizde, salıncağa sığamaz yaşa geldiğimizde, ‘anne çok acıktım’ diye eve koşarak gelip salça ekmek yemeği bıraktığımızda, çocukluk aşkımızın bizi oyun takımına alacağı yaşı geçtiğimiz zaman, beğendiğimiz oyuncağın ansızın ailemiz tarafından hediye edildiği yaşı geçtiğimiz zaman bırakıyoruz o çocukça saatlerce süren tebessümü, mutluluğu, neşeyi, inancı hayatın karamsarlığını benimseye başlıyoruz.
Hangi ödevim vardı, hangi hocanın ödevini unuttum ile başlıyor hayatın karamsarlığı yerini lise kazanma stresi alıyor liseden sonra üniversite stresi başlıyor. Üniversitede başlıyor o an hem kendi ailenizin yükünü hem de kendi kuracağı ailenin yükünü taşıyorsunuz. Üniversite iyi ya da kötü bir şekilde bitiyor. Zaten mutluluğunuzun da yarısı gidiyor.
O çocukça mutlu olduğunuz şeylere aslında daha çok mutlu olmanız gerektiğini anlıyorsunuz. Onların o saf inancı saf güzelliğini üniversiteden sonra bulduğunuz işte dahi bulamıyorsunuz. Çocuğunuz olduğu zaman dahi o mutluluk olmuyor çünkü aklınızda onun geleceği kaygısı oluyor.
İnsanoğlu mutluluğu sadece ama sadece küçükken peşinde koşturduğu uçurtmanın arkasında bırakıyor onunla gökyüzüne bırakılıyor mutluluk bir daha hiç gelmemek üzere ama mutluluk içinizdeki çocukta hala mevcut onu büyütmeyin bisiklet binin, salıncakta sallanın az da olsa mutluğu bir yerden yakalayın.
İş canınızı çok sıktığında işten eve giderken parkta arabanızı durdurun ve salıncakta sallanın özgürce çocukluğunuzdaki mutluğu içinizde hissetin unutmayın ki çocukça mutlu olmanın asla yaşı yoktur. O yüzden deniyor ya ‘mutlu olmanın yaşı yoktur’.
Zavallı küçük yüreğim !
Unuttular mı seni?
Olsun aldırma! Olsun aldırma!
Gururlu küçük yüreğim!
Terk mi ettiler seni ?
Neşeli ol ! Neşeli ol!
Kırılgan küçük yüreğim!
Seni incitmeyeceğim-
Güvenir misin bana? Güvenir misin bana?
Neşeli küçük yüreğim-
Kahkaha çiçeği gibi!
Rüzgar ve güneş- süsler seni!
EMILY DICKINSON- BİR BAŞKA GÖKYÜZÜ KİTABI