0 - 25 yaş arası gençlerimizin hiç hatırlamayacağını düşündüğüm sadece Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri literatüründe yer alan bir edebiyattan bahsetmek istiyorum. Bu edebiyat ortaokul veya lise veya üniversitelerimizde okutulmaz. Doğaçlama gelişen ve yalnızca da Siyasette kullanılan bir edebiyattır. Enkaz edebiyatı!!!
Cumhuriyetin kurulduğundan bu tarafa yaklaşık her bir buçuk seneye bir hükümet düştüğünü düşünürsek 2002 tarihine kadar yeni gelen hükümetin bir önceki hükümetten devraldığı ülkenin enkaza çevrildiğini ve kendilerinin bir enkaz devraldığını bahseder dururlardı.
2002 yılında itibaren bu millet Ak Partiyi tek başına iktidara getirmekle artık enkaz edebiyatından kurtulduğumuzu düşünmüştük. Ama yanıldığımızı gördük. Bu edebiyatın söylem alanının değiştiğini ve hala bu edebiyatın AK Parti iktidarlarında da devam ettiğini görmekteyiz.
2002'ye gelinceye kadar ki hükümetler ekonominin enkaz olarak devri alındığından bahsederken 2002'den sonra ki AK Parti iktidarlarında ise enkaz edebiyatının eğitim sistemine geçtiğini görüyoruz. Sanki 2002 yılından bu tarafa değişen hükümetlerin başka partilerden devr alınmış gibi birbirlerinin arkasından eğitim sistemindeki başarısızlıklarının hakkında konuşmaları halk olarak bizleri şaşırtmaktadır.
19 Kasım 2002 ile 17 Mart 2003 yılları arası AK Partili Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu şöyle diyor eğitim sistemini sil baştan değiştiriyoruz.
17 Mart 2003 ile 3 Mayıs 2009 yılları arası AK Partili Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik şöyle diyor Bir önceki sistem problemli sistemi değiştiriyoruz
3 Mayıs 2009 ile 7 Temmuz 2011 yılları arası AK Partili Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu şöyle diyor eğitim çok önemli eski sistemi değiştiriyoruz
7 Temmuz 2011 ile 25 Ocak 2013 yılları arası AK Partili Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer şöyle diyor öyle sistemi olmaz sistemi değiştiriyoruz
25 Ocak 2013 ile 23 Mayıs 2016 yılları arası AK Partili Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı şöyle diyor sistem çok sıkıntılı değiştiriyoruz
23 Mayıs 2016 dan bugüne kadar bakanlık yapan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz şöyle diyor böyle sistem mi olur sistemde köklü değişiklik yapıyoruz.
Sanki bu bakanlar 2002'den bu tarafa AK Parti'nin kurduğu hükümetlerin iş başına gelmiş bakanı değil gibi her bakan bir önceki dönemi kötülemek de meşgul olmuşlar. Bütün bunlardan şunu anlıyoruz aslında Milli Eğitim'de hiçbir ilerleme yapamadığımızın açık göstergesi yukarıdaki yazmış olduğunuz bakanlarımızın ifadelerinde gizlidir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın AK Parti hükümetleri ile ilgili yapmış olduğu milli eğitimdeki tespitinin ne kadar doğru ve haklı olduğunu gösteriyor. Biz eğitim sistemini başaramadık Milli Eğitim'de hiç mi bir şey yapılmadı? Mutlaka şu ana kadar Milli Eğitim'de bazı pansuman tedaviler gerçekleştirildi ama Milli Eğitim'in millileşmesi kendi kültürümüzü ve kendi düşüncelerimizi toplumumuza yaşayabilmek adına yapılması gereken köklü değişikliklerin asla yapılmadığının göstergesi yukarıdaki ifadeler ve Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemleridir.
Onurlu ve olgun bir duruşun gereği olarak sorumluların yapamadıklarını açıkça ifade etmektir diye düşünüyor ve Sayın cumhurbaşkanımızı bu konuda açıklamalarından dolayı belki haddim olmayarak ama toplumdan bir fert olarak tebrik ediyorum.
Sanki önceki yapılan değişiklikler AK Parti hükümetinin değişiklikleri-sorumluluğu değilmiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Yeni bir sistem getirme adına Cumhurbaşkanımızın TEOG da neymiş ifadesinden sonra yarım saat bile geçmeden de onu kaldırdık diyen bir bakanın hala hükümette duruyor olması beni şaşırtıyor.
Kısa sürede bakan değişikliği yapılmalı ve bir önceki sisteminin üzerinden gidilmek suretiyle iyileştirme çalışmaları yapılarak sistem değiştirilmeye çalışılmalıdır diye düşünüyorum.
Yeni gelecek sistemin bir öncekinden daha iyi olmayacağının açık göstergesi; alternatif bir sistem oluşturulmadan bir önceki sistemi kaldırdık diyerek işe başlanmış olmasıdır. Bu tarz mantık ve yaklaşımlar bunun en açık örneği ve ispatıdır. Başka ne diyebilirim ki