İkinci kısımda da aynı aynı şey söz konusudur
.
Ehl-i sünnet'in delili başlıca şu ayet-i kerimelerdir;
فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِع۪ينَۜ "Artık (melekler, peygamberler ve salihlerden oluşan tüm) şefaatçilerin (aracı olmaya kalksa da, hiç birin) in şefaati onlara fayda vermeyecektir" (6)
Bu âyet-i kerime bazı kimseler için şefaatin sabit olduğunun delilidir.
وَمَثْوٰيكُمْ۟ فَاعْلَمْ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مُتَقَلَّبَكُمْ "(habibim) O halde sen şu gerçeği bil ki; Allahdan başka hiç bir ilah yoktur! Bir de sen hem kendi günahın için, hemde inanan erkeklerle inanan kadınlar için bağışlanma talebinde bulun! Allah (dünyada) dönüp dolaştığınız yeri de, (âhirette) ikâmet yerinizi de bilmektedir." (7)
Bu âyet-i kerimede de, şayet Efendimizin (sav), müminlerin affı için istiğfar etmesinin bir faydası olmayacaksa bu âyet'in manası nedir? Ve eğer Efendimizin (sav) af dilemesinin bir faydası yoksa niçin Allah (cc) Efendimize (sav) bu emri vermiştir? Eğer Efendimizin (sav) şefaati kabul edilmeyecekse bu emir (hâşa) faydasız ve manasız değilmidir? Allah (cc) abesle iştiğalden münezzehdir.
Günah meselesiyle alakalı Âlûsî nin şu sözlerini de burada zikretmenin uygun olacağı kanaatindeyim;
Rasululah (sav) günahsız bir insan olduğu için, buradaki istiğfar emri, kendisine gereken tevazu, boyun kırıklığı ve kusur itirafından kinâye olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca Rasulullah (sav) in her an bulunduğu makamdan daha üst bir makama çıkışı söz konusu olduğundan, kendi nazarında bir önceki makam, yükseldiği makama nisbeten istiğfar edilecek bir durum arz edebilir. Birde evlayı terk etmesi yüce makamına nisbetle günah sayılabilir. Bu yüzden kendisinin her gün yüz kere istiğfarda bulunduğu rivayet edilmiştir.
عَنْ اَنَسِ بْنِ مألِكٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَفَاعَتِى لِاَهْلِ الْكَبَائِرِ مِنْ اُمَّتِى
"Benim şefaatim ümmetimin büyük günah sahiblerinedir" (8) Hadis-i şerifi ni tevil edenlere ve mutezile itikadının savunucularına cevap vermeye çalışacağız.
Şefaat hakkında takrîben 28 civarında ayet-i kerime vardır. Bu âyetlerden, şefaatin olmadığını haber veren âyetler, Allahın (cc) razı olmadığı kimseler içindir.