Şarlo'dan starwars'a kadar insanlara verilen en tehlikeli mesaj ise 25. karede saklıydı! Jean-luc Godard'ın "fotograf gerçektir. Sinema ise saniyede 24 kere daha gerçektir" dediği gibi saniyede 24 karenin peşpeşe dizilmesiyle meydana gelen harekete bir 25. kare daha resmedildiğinde o son kare gözlerimizden kaçsada arka planda beynimize takılıp kalmaktadır.
Î'tina ile seçilen 25. karelereden sebeb insanlar tanıyıp bilmediği şeylere karşı ülfet eder hale gelmişlerdir.
Çizgi filimlerde bile insanlık, ateizm propagandasıyla karşı karşıya kalmıştır.
25. Kareye yerleştirilen çıplak bir kadının gözle görülmesi mümkün değildir. Ancak arka planda iz bırakan o kareden dolayı kişinin arka planda gördüğü şeylere meyletmesine şaşırmamak lazımdır.
Yıllardır propaganda aracı olarak kullanılan sinema, günümüzde de farklı versiyonları ve müştemilât'ı ile yüklendiği misyonunu yerine getirmeye devam etmektedir.
ABD ve Rusya arasında, uzay çalışmalarıyla alakalı rekâbet sebebiyle, aya ilk ayak basan insan resimleri ve videolarının birer aldatmacadan ibâret olduğu, birileri tarafından hep söylenip duruldu.
Acaba o birilerinin söyledikleri şeyler doğru olabilirmiydi? Olurmu olur! Bu ABD'nin bir adım önde gözükmek için yaptığı bir hile olabilirdi.
Eğer bu söylenenler doğru ise ABD gerçekten de bir adım önde gözüktü ve bunuda o zamanın sinema tekniği ile başardı denilebilir.
Bu bir varsayım olsada ucu sinema tekniğine dayanan bir varsayımdan ibaretdir.
Vietnamda kaybeden Amerikayı kazanan pozisyonunda gösteren şey neydi? Zorbalığına ve zırvalığına karnımızın tok olduğu alçaklığın zirvesindeki Amerikayı, dünyaya demokrasi götüren, mazlum ve insancıl olarak gösteren şey neydi?
"Hoh, hoh, hoh" diyerek kırmızı elbisesiyle bir hırsız gibi damdan, bacadan ve camdan giren Noel babayı halkın gözünde bu kadar sempatik yapan şey neydi?
Hey gidi Hollywood! Cüneyt abi sizde olsaydı, herhalde dünyada onu tanımayan hiç kimse kalmazdı.
Aslında hollywood'un CIA ile olan bağlantısınıda sorgulamak lazımdır. Bütün kareleri birleştirdiğimiz zamanda da bir actirist olan angelina jolie'nin ortadoğuya yaptığı insancıl (!) gezileride sorgulamadan edemiyoruz. İnsanlığın sahile vurduğu bu yüzyılda batı bağlantılı her bir yardıma da malesef şüphe ile bakar hale geldik.
Çünkü batı hiç bir zaman müslümanlar hakkında hayırlı rüyalar görmemiştir. Müslümanlar ise harıl harıl çalışan batıya karşı horul horul horlamaya devam ettikleri için, hırlayanlara hoşt bile diyemez hale gelmişlerdir.
Peki İslam'ı, iyiyi, güzeli ve doğruyu tebliğ etmek adına iyi şeyler yapılamazmı? Mustafa Akad'ın yıllar evvel yaptığı çağrıdan bu yana yapılmış ve yapılmakta olan şeylere baktığımızda yapılanların az ve yetersiz olduğunu görüyoruz.
Eskisi kadar derin uykularda olmasada, bazı müslümanların artık horlamadığını görüyoruz.
"Konuş ki seni görebileyim" cümlesinden anlaşılıyor ki; bir insanın fikirlerini görebilmek için o insanın konuşması icab eder. Görülmeye değer fikirlerimiz olmasada konuştuğumuz şeyler hakkında fikirlerimizin olması icab eder.
Büyük sîmâlar ağlayarak değil anlayarak anılmalıdırlar. Sinema dünyasında ağlayarak veya anlayarak anılması gereken büyüklerin (!) (şayet varsa) büyüklüğünü anımsamak isteyenler buyursun anımsasınlar!
Hayallerle hakikatlerin içiçe geçtiği filme benzeyen hayatın içerisinde o kadar çok figüranlar varki, kırk yıllık hatır'a sebep olan kahveler bile fayda vermiyor onlara. Ama kim ne derse desin biz rol yapmadan ve her dâim korkmadan doğruları söylemeye devam edeceğiz. Sonucu dokuz köyden kovulmak bile olsa.
Az laf hoşa gider, çok laf boşa gider.
"Tatlı söz dinletir, tatsız söz esnetir." kâbilinden sözlerimin boşa gitmemesi temennisi ile satırlarımı bir şiir ile burada sonlandırıyorum.
Sahte imiş hayaller, hakikatler doğalmış.
Hayat filme benziyor, rol yapanlar çoğalmış
Gerçeklerin ardında, doğal olmanın yolu,
Mümkün, fakat her taraf, figüranlarla dolu.
Bitmez benim yurdumun, hatırnaz kahveleri.
İçildikçe artıyor, kırk yıllık kahpeleri.
Yazmak isterdim inan, burada iyi şeyler.
Rol'mü yapayım şimdi, affedin beni beyler.
Sözlerim umûma dır, ister kız ister beğen.
Dokuz köyden kovulur doğruları söyleyen.
Vesselam.