Ali Haydar ÇETİNTÜRK

Ali Haydar ÇETİNTÜRK


ÇANAKKALE’DEKİ MANEVİ GÜÇ (3)

20 Mart 2016 - 23:59

O günlerde Medine-i münevverede hindistan ulemasından, mescid-i nebevî'nin bir köşesinde saatlerce ağlayan biri türbedar'ın dikkatini çekti. Kalplerin bayram yaptığı bir mekanda niçin ağladığını sordu. "Mana aleminde her zaman Rasulullahla (sav) görüşüyordum acaba ne hata ettim ki kalp gözüm onu görmüyor. Ya ben bir hata yaptım, yada Rasulullah şu anda makamında değil." Türbedar o gece Rasulullahı (sav) rüyasında görür, buyururki; "Ben şimdi Medinede değilim, çanakkaledeyim. Çok zor durumda olan asker evlatlarımı yalnız bırakmaya gönlüm razı olmadı. Şimdi onlara yardım ediyorum"
NORFOLK TABURUNUN ORTADAN KAYBOLMASI
3 Yeni zelandalı askerin, noter huzurunda yıllar sonra yaptıkları açıklama çanakkaledeki manevi yardımın ne kadar büyük olduğunu birkez daha gözler önüne seriyordu. Özetle şöyle söylüyorlardı;
"21 ağustos 1915 günışığında anzak koyu 60. tepede ekmek somunu gibi üç tane bulut duruyordu. Onların altında 250 mt uzunluğunda, 65 mt yüksekliğinde 60 mt genişliğinde başka bir bulut vardı. Gri bir bulut norfolk taburunun olduğu yere indi. Askerler buluta vardıklarında hiç çekinmeden dosdoğru içine girdiler. Ama tetrar içinden çıkıp 60. tepede savaşa katılan hiç bir kimse olmadı. Sonra o bulut sanki yükünü almış gibi yerden yükseldi. Diğer bulutların yanına ulaşınca trakya istikametine doğru gittiler. Ve bir saat içinde gözden kayboldular. Savaş sonunda bu tabur kayıp veya yok edilmiş sayıldı. Anlattığımız bu olayın kelimesi kelimesine doğru olduğunu beyan ederiz" (F.Reıchardt, D.Nevnes, J.L.Newman)
HATİME
26. Alay'a bağlı 3. taburun 10. bölüğünden sadece 1 takımı 64 gönüllüden teşkil ediliyor ve  başlarında Ezineli Yahya çavuşun bulunduğu bu takım tam 3 alayla yani bir düşman tugayı ile cenk ediyordu. 25-26 nisan günleri 21 saat süren savunmasının bir benzeri yoktu. Ama bu 64 kişiyi yüzbaşı Smith kendilerinden 20 misli fazla olarak gördüklerini anlatıyordu.
Doğusuyla batısıyla, mardiniyle muğlasıyla "biz şuncağızlara yenilecek adammıyız ulen arkadaşlar" diyerek Ertuğrul destanını yazanların, düşmana 20 misli gösterilmesi manevi yardım değilde nedir?
Din, vatan ve namus müdafasında, çelik çomak oynaması gerekirken, vatanıyla oynayanlara bedenini siper eden ve kaşı kadar bıyığı terlememiş olanların 20 misli fazla görünmelerini anlayamayanlara şunu söylemek lazım; Görene değil gösterene bak!
Çanakkaledeki kınalı kuzuların annelerinide hatırlayarak makaleme bilecik garında oğlu hüseyine nasihat eden anasının sözleriyle son veriyorum. Abisini, kocasını ve diğer üç oğlunu uğurladığı gibi son oğlunuda cepheye uğurlayan çilekeş anadolu kadını şöyle diyordu;
"Hadi git Hüseyinim hadi git ama eğer bayrağımız göklerden inecekse, eğer minarelerde ezanlar susacaksa, eğer camilerin kandilleri sönecekse, eğer namusumuza yâd eli değecekse ölde gelme Hüseyinim. Gözüm! sakın buralara dönme."
İşte Çanakkaleyi çanakkale yapan ruh ve bu işin özeti budur. Vesselam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum