Ali Haydar ÇETİNTÜRK

Ali Haydar ÇETİNTÜRK


AYASOFYA

02 Haziran 2016 - 00:06

TARİHDEKİ AYASOFYA
     Ayasofya ne Parisdeki Nötre Dame, ne Romadaki San Pietro ve nede Londradaki St Paul ile kıyaslanmayacak kadar derin bir maziye ve manaya sahiptir. Tıpkı üstad Necib Fazıl'ın dediği gibi ''Demekki Ayasofya ne taş, ne çizgi, ne renk, ne biçim nede bütün bunların madde senfonisi, sadece mana, yalnız mana'' (1)
     Bu husustaki anonim olan bilgilere müracaat ettiğimizde bugünkü Ayasofyanın ilk yapı olmadığı karşımıza çıkıyor.
     1. Konstantinin oğlu 2. Konstantinus 15 şubat 360 senesinde Roma Pagan mabedinin üzerine bir kilise yaptırdı ve adınıda Megali Ekklesia (büyük kilise) koydu. İznik konsilinde ikiye bölünen hristiyanlardan Ariyanistler (Ariyus ve taraftarları) ile Ortodoks çizgide yürüyenlerin, İsa (as) mın tabiatı hususunda yaptıkları kavgada, mabedin içerisinde enaz 3150 kişi katledildi ve din adına içerisinde cinayetlerin işlendiği o mabed yakıldı. 404 yılında tekrar yanan ve yıkılan mabed, 11 sene sonra 2. Teodosyos tarafından 415 yılında kubbesiz, üstü çatılı olarak tekrar inşa edildi.
     Dernek ve parti karışımı olan, yeşiller ve maviler adlı iki gurubun çıkarmış olduğu Nika (zafer) isyanında canını zor kurtaran imparator Justinyanus, binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan ve kanlı bir şekilde bastırılan isyanın sonunda bir şükran vesilesi olarak büyük bir mabed yaptırmaya karar verdi. Ve üç gün sonra 23 ocak 532 de temeli atılan, iki baş mimar, Antremius ve İsidoros'un mühendislik, matematik, geometri, kimya ve fizik kokan mabedi Ayasofya, tam 5 yıl sonra 23 şubat 537 de kapılarını araladı. O kapıdan içeriye giren Justinyanus, kubbeye bakarak mârur bir şekilde o meşhur sözünü sarfetmişti; ''Ey Süleyman (Hz. Süleyman as) işte bugün seni geçtim''
     577 deki büyük depremde kubbesinin batı tarafı yıkılınca mimar İsidoros'un torunu (veya yeğeni) küçük İsidoros tarafından tekrar yapılan Ayasofya, bugün mimar Sinan'ın istinad duvarlarıyla ayakta durmaya devam ederken, kendi kiliselerini yakan hristiyanlarada anlamlı bir mesaj göndermeye devam etmektedir.
     1453 de Peygamberimizin (sav) müjdesine nail olan Fatih Sultan Mehmed han, kılıçla fethedilen konstantin'in halkını hür ve serbest bırakmış fakat, konstantin'in kalbini camiye çevirerek İslam'ın egemenliğini günde beş kere okunan ezanlar ile bizans'a ilan etmiştir.
     Bizanslılar ise, 1204 yılındaki, katoliklerin fransız bir fâhişeye patrik elbisesi giydirerek, Ortodoks patriğinin birkaç gün öncesine kadar vaaz verdiği kürsüdeki müstehcen raksını ve katoliklerin ırzına geçtikleri ortodoks rahibeleri unutmadıkları için, katolik dünyasından yardım istemek yerine ''Ayasofyada kardinal külahı görmekdense, müslüman sarığını tercih ederiz'' diyeceklerdi.
     Bugün tapusu Ebu-l Feth Sultan Mehmed vakfına ait olan Ayasofya'nında içerisinde bulunduğu 66,5 (atmışaltı buçuk) metrelik vakıf zabtiyesinin en can alıcı bölümü belkide şu satırlardır; ..... 
فمن غير شيأ من شراءطه او بدل قانونا من ضوابطه ويسعى في إبطاله وتبديله وقصد في نسخه وتحويله بتأويل فاسد واباطيل مزخرفة واقاويل واراد الاعتياط عن اصوله والاختراط في فصوله واعان او دل عليه او عزم إلى ان يتصرف فيه بدون الشرع بان يكتب مثالا او طومارا او تعليقا او يطلب شيأ برسم حق تولية إلى اخر.. واستوجب لما اخر.. وعليه لعنة الله وملاءكته والناس اجمعين ولا يخفف عنهم العذاب ولا هم ينصرون كما قال الله تعالى فمن بدله بعدما سمعه.....
     ...Kimki bozuk teviller, hurâfe ve dedikodudan öteye geçmeyen batıl gerekçelerle bu vakfın şartlarından birini değiştirise ve kanun kurallarından birini tağyir ederse, vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse, vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kasdederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikâme eylemek, temel müesseselerden birinden taviz vermek ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek isterse, veya bu manada yapılacak değişiklik ve itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse, veya şeri şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf etmeye azmeylerse, (mesela şeriata ve vakfa aykırı) ferman, berât, tomar ve talik yazarsa yahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi vs, vs, geçersiz yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve butür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günah gerektiren bir fiili irtikab eylemiş olur. Allahın, meleklerinin ve bütün insanların laneti üzerlerine olsun. Azabları hafifletilmesin ve yardım olunmasınlar. .....(2)


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum