Peki, çare nedir? Şekilden ruha geçiş yapmakta İslami kavramların içerdiği hakikat nurlarıyla hemhal olmanın büyük önemi ve katkısı olduğunu düşünmekteyiz. İşte bu düşüncelerle Risale'i Nur külliyatını esas alarak İslami kavramların ihtiva ettiği hakikat ışıklarını paylaşmaya devam edeceğiz.
Birinci Kelime: Lâilâhe illalah da şöyle bir müjde var ki:hadsiz hâcâta müptelâ (sayısız denecek kadar çok ihtiyaçlara muhtaç olan), nihayetsiz a'dânın (düşmanın) hücumuna hedef olan ruh-u insanî şu kelimede (Lâilâhe illalah kelimesinin içerdiği mana ve mesajlarda) öyle bir nokta-i istimdad (medet alma, medet bulma noktası) bulur ki, bütün hâcâtını temin edecek bir hazine-i rahmet kapısını ona açar.
(O hazine-i rahmet ki bir Hadis-i Kutsi de şöyle tanımlanmıştır: “ Sizin hepiniz en iyiniz gibi olsanız, bir sahrada toplanıp bütün istek ve ihtiyaçlarınızı bana arz etseniz. Ben de bütün isteklerinizi eksiksiz yerine getirsem, bu benim hazinem de, iğneyi denize batırıp çıkardıktan sonra, denizde meydana gelen eksilme kadar bile noksanlık meydana getirmez.”
İşte Lâilâhe illalah dediğiniz anda bu sınırsız rahmet deryasını gözümüzün önüne getirmeli ve ufkumuzu karartan bütün karamsarlık bulutlarını darmadağın etmesini bilmeliyiz.) Ve öyle bir nokta-i istinad (dayanma noktası) bulur ki, bütün a'dâsının (düşmanlarının) şerrinden emin edecek (görünür görünmez, içerdeki ve dışarıdaki sayısız düşmanlarına rağmen güven içinde yaşamasını sağlayacak) bir kudret-i mutlakanın sahibi (dilediğini yapmaya kadir olan) olan kendi Mâbudunu ve Hâlıkını bildirir ve tanıttırır, sahibini gösterir. (Her şeyin gerçek sahibinin yüce Allah olduğunu hatırlatır. Bu hatırlatma ve hatırlamalarda kişiye büyük çapta güven, huzur ve rahatlama sağlar.)
Mâliki kim olduğunu irâe eder.(Kul olarak vazifesini yapar, rahatına bakar. Boyunu aşan meselelere dalarak asli vazifesini unutmaz. Asıl vazifeleriyle kendini sınırlamanın avantajını kullanarak kulluk görevlilerini hakkıyla yerine getirir.)
O irâe ile (Maliki ve sahibi kendisini yaratan yüce Allah olduğunu düşünmekle), kalbi vahşet-i mutlakadan (yalnızlık duygularından) ve ruhu hüzn-ü elîmden (acı veren üzüntülerden) kurtarıp, ebedî bir ferahı, daimî bir süruru temin eder. (Kalıcı ve devam edeci sevinç ve mutluluklarla daima iç içe olmasını sağlar. Rabbim! Hayatımızın hiçbir anında ve aşamasında tevhid çizgisinden kıl kadar saptırmasın.) Selam ve dua ile…