Şimdi 30-40 derecelik hararet de bunalan aciz insan mahşerde güneşin bir mil kalıncaya kadar yaklaşmasına nasıl tahammül edecek. Bir sineğin üzerinde dolaşmasından rahatsız olan aciz insan ateşten yaratılmış deve boynu kalınlığındaki yılanların saldırıp sokmasına nasıl katlanacak. Bir karıncanın ısırmasından eza duyan nazik ve nazenin ademoğlu katır büyüklüğündeki akreplerin ısırmasına nasıl dayanacak.
Minhacül Abidin Tercüme Sahife:185 bazı ilavelerle
Bunun yanı sıra canların isteyeceği ve gözlerin hoşlanacağı ne varsa hepsi orada (cennet de mevcut) dur. Sizde orada devamlı olarak kalacaksınız. (Zuhruf suresi Ayet:71) mealindeki ayet-i kerimede en veciz şekliyle tavsif edilen, Efendimiz Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin ifadesiyle “Cennet de bir kamçı miktarı bir yer, dünya ve bütün içindekilerden daha hayırlıdır.” Terc Cild: 5 Sahife: 726
Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle de “Dünyanın bin sene mesudane hayatı bir saat hayatına mukabil gelmeyen, cennetten ve onun sonsuza denk devam edecek muhteşem nimetlerinden mahrumiyet söz konusu.
İmam-ı Gazalinin dediği gibi cehenneme mahkum olan kişi birbirinden ağır iki dehşetli musibete maruz bulunmaktadır. Biri cehennemin pek acı ve şedid olan azabları, namahkumiyet diğeri cennetten ve edebi nimetlerden mahrumiyet.
İşte bütün bu musibet ve felaketlere günahların sebep olduğunu düşünmek günahlara karşı nefret uyandıracak. Bu nefrette geçmiş günahlar hakkında pişmanlığa, muhtemel gelecek günahlara karşıda sakınma ve uzak durma azimkarlığına dönüşecek. Bu azim ve kararlılıkla beraber bir günaha düşüldüğünde kalpte pişmanlık ateşi tutuşacak. Bu pişmanlık dahi tövbenin diğer şartlarını da beraberine alarak kişiyi nihai hedefle buluşturacaktır ki bu hedef Allah’ın sevgisini de beraberinde getiren gerçek tevbekarlıktır. (Devamı haftaya…)
SELAM VE DUA İLE…