Bir zamanlar bir lise öğrencisinin sorduğu sorulara yazılı olarak verilen cevaplardan ikisini paylaşmak istiyoruz:
SORU: Allahu teala insanı ve mahlukatı niçin yaratmıştır. Bu yaratmada ne gibi hikmetler, menfaatler ve maslahatlar vardır.
CEVAP: Yerin ve göklerin mutlak sahibi yüce Allah meleklerden ayrı iyilik yapmayada, kötülük işlemeyede kabiliyetli bir varlık olmak üzere insanı yaratmıştır. Bu yaratılış eksiği, kusuru ve ayıbı olmayan yüksek bir hikmet ve adaletin muktezası olmuştur. Şöyle ki; İnsanın yaratılması, onun için büyük bir ikram ve lütuf olmuştur. Çünkü insan yaratılmakla kalmamış, aynı zamanda ona büyük bir şeref bahşedilmiştir. Kainatta bulunan herşeyin onun emrine, hizmetine ve istifadesine verilmiş olması bahşedilen bu şerefin açık kanıtıdır. Kainat insan için bir saray şeklinde yaratılmış, güneş dünyayı aydınlatan bir kandil ve küremizi ısıtan bir soba mesabesinde olmak üzere en uygun mesafeye mükemmel bir hesap ve ölçü ile yerleştirilmiş, etrafımızı saran ozan tabakasıyla dünyamız, meteorların bombardımanına maruz kalmaktan ve zararlı ışınların tehlikelerinden muhafaza edilmiş; hülasa mümkün ve muhtemel olan bütün tehlikeler bertaraf edilmiş, nimet ve faydalanmanın her çeşiti insanın istifadesine sunulmuştur.
İnsan kendisine ve dış dünyaya dikkatle baktığı zaman, hem herşeye kadir, hem sınırsız merhamet sahibi yüce Allah’ın bir imtihan için insanı bu dünya meydanına gönderdiğini ve sınavı kazananlara bu dünyada tattırdığı nimet ve lezzetlerin mükemmel şekillerini Ahirette ebediyyen tattıracağını yakinen anlayacaktır.
Bu dünya bir mağazanın vitrini mesabesindedir. Vitrine bakan müşteriler mağazada ne var ne yok anlayabilirler. Çünkü örnekleri oraya vitrine edilmiştir. Akıl, fikir,vicdan… gibi meleke ve cihazlarla donatılmış olan insanda, herbiri sonsuz kudretin birer mucizesi, nihayetsiz Rahmetin birer hediyesi olan varlıkların konup konup göçmelerine bakjarak bu varlıkların başlıca üç vazife ile görevlendirildiklerini anlayabilecektir. Varlıklara tevdi edilen bu vazifeler şunlardır:
1-) Kainatın yüce yardımcısını göstermek; yüce Allah’ın varlığına birliğine sıfat ve esmasına aynalık etmek. Şöyle ki: En basit bir proteini dahi adi sebeplerin ve kör,sağır,şuursuz tabiatın eline versek milyarlarca yıl beklemek gerekeceğini ilmi hesaplamalar ortaya koymaktadır. Şu halde her sene her mevsimde 300.000 den çok çok ziyade hayvan ve bitki nevilerinin kolaylıkla vücut sahasına geligelivermelerinin, sonsuz kudret ve nihayetsiz ilim sahibi yüce Allaha vermekten başka izahı ve açıklaması olabilir mi? Elbette olamaz. Allahu tealayı açıkca gösteren sayısız delillerden birkaç tanesine işaret edeli. Vücudumuzda bütün hücreler çekirdekli olduğu halde alyuvarlar çekirdeksizdir. Bunun sebebi alyuvarların besin taşıyıcılığı göreviyle vazifelendirilmiş olmalarıdır.
Çekirdeksiz oldukları için az bir besinle yetiniyor, kalan besini ulaştırmakla vazifeli oldukları dokuya hiç yollarını şaşırmadan götürüp takdim ediyorlar. Eğer çekirdekli olsaydılar, bütün besini kendileri yutacaklar, dolayısıyla görevlerini yerine getiremeyeceklerdi. Tıpkı bir veznedar gibi. Az bir ücrete kanaat edip dağıtım görevini fedakarane bir şekilde yerine getiriyorlar. Yine midenin hazmettirici salgılara karşı kendini koruması nasıl izah edilebilir. Bu salgılar asit gibi belki daha kuvvetli ve tesirli oldukları halde nihayet sinir, kas ve etten ibaret olan mideye nasıl olupta zarar vermiyorlar. İşte midenin o salgılara karşı koruyucu salgılar ifraz ederek kendini korumaya alması, hem yüceler yücesi ulu yaratıcıyı kat’i bir delaletle gösterir, hem de o’nun nihayetsiz Rahmetine şahitlik ederler. (Devamı haftaya…)
SELAM VE DUA İLE… ALLAH’A EMANET OLUN.