Aleyhisselatü vesselam Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde “Oruç tutun, sıhhat bulun” buyurmuşlardır. Bu Nebevi tavsiyenin ne kadar yerli yerinde bir tavsiye olduğu zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılıyor. Şu örneklere bir bakalım.
Dünyaca ünlü Müslüman araştırmacılardan Muhammed Hamidullah diyor ki “Doktorların ifadesine göre mide ve bağırsakta zamanla bazı zararlı mikroplar oluşuyor. Bu mikropların başka bir yol ve çevre ile yok edilmesi kabil olmuyor. Bu mikroplar ancak, midenin açlık anında ifraz ettiği salgılar aracılığıyla imha oluyor ve ancak oruç vasıtasıyla insan, o muzır mikropların tasallutundan kurtulabiliyor. Yine aynı yazar; “Amerika ve Avrupa'da birçok doktor ve bilim adamının orucun sağlık üzerindeki yüksek faydalarını fark ettiklerinden dolayı, her senenin on beş gününde bizdeki oruca benzer şekilde perhiz yaptıklarını söylüyor.” Yine doktorların ifadesine göre oruç, sinir sistemi üzerinde sakinleştirici bir etki yapmakta; stres ve bunalımları hafifleştirici bir özellik taşımaktadır. Bazı sigara tiryakilerinin özellikle iftara doğru asabileşmeleri ise oruçtan değil, alışkanlıklarının gereğini yerine getirememekten kaynaklanan bir infialden başka bir şey değildir.
Oruç aynı zamanda sindirim sisteminin mükemmel derecede bir istirahat yapmasını ve bin netice Ramazan'dan sonra yeniden zinde ve dinlenmiş bir bedenle hayata devam etmesini sağlıyor. Bilim adamları diyor ki; gündüz oruçlu iken vücuda bir susam tanesi dahi girse sindirim sisteminin istirahati kâmil manada gerçekleşmiş olmaz, yarım kalır. Nitekim bilerek bir susam tanesini bile yutsa bir oruçlu, orucu bozulur. Bu mükemmel dinlendirme olayı bir ibadet bilinci içinde yerine getirilen oruçtan başka hangi yolla gerçekleştirilebilir. Şairinde dediği gibi yol varsa budur, bilmiyoruz başka çıkar yol.
Onkoloji doktoru merhum Haluk Nur Baki bir eserinde şöyle yazıyor: “En çok çalışıp yorulan organlardan biri olan karaciğerin dile gelip konuşması kabil olsaydı şöyle diyecekti ‘Ey Âdemoğlu! Benim için doktor doktor dolaşacağına, klinik ve laboratuvar arasında mekik dokuyacağına benim sağlığım için oruç tut. Bana yapabileceğin en büyük iyilik budur’ derdi.”
Oruçla ilgili şöyle bir Hadis-i Şerif var: “Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.” Bu Hadis-i Şerif'i tıbbi açıdan değerlendiren bazı doktorlar araştırmalarının sonucunu şöyle paylaşıyorlar. Diyorlar ki: “Vücuttaki fazla ve yabancı maddeler, zayıflamış hücreler ve zararlı birikimler açlık vesilesiyle vücut tarafından yakılarak temizlenirler. İşte oruçlunun oruçlu halinde ağızında oluşan bize göre hoş koku, adı geçen zararlı maddelerin yakılmasından hâsıl olan dumanın kokusudur. Ki bu maddeler bu şekilde yakılıp yok edilmezse ileride kansere ve başka hastalıklara yol açabilirler. Binaenaleyh bunların oruç vasıtasıyla yakılıp yok edilmesi sağlık açısından son derece faydalıdır.
Hâsılı kelam, biz orucumuzu ve her nevi ibadet ve taatimizi Allah’u Teala emrettiği için ve O’nun sevgisini, hoşnutluğunu kazanmak maksadıyla yerine getiririz. Başka niyet ve düşüncelerle tutulan oruçlar da, yapılan amel ve ibadetler de kabule karin olmaz. Ama sırf yüce Allah'ın emrini yerine getirmek niyetiyle yerine getirdiğimiz oruç ibadetinin söz konusu ettiğimiz sıhhi faydalarını da bilip bunları zaman zaman düşünmek, oruç konusunda zayıflayan himmet ve gayretleri takviye etmek açısından faydalı olacaktır. İnşallah her şeyin en iyisini yüce Allah bilir.
Mevzu 8. Nükte ile devam edecek inşallah.
Selam ve dua ile…