Üçüncü Nükte: Oruç, hayat-ı içtimaiye-i (insan nevin'in teşkil ettiği toplumsal hayata) baktığı cihetle çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
İnsanlar maişet cihetinde muhtelif bir surette halk edilmişler. (İnsanlar geçim şartları itibariyle farklı farklı bir surette yaratılmışlardır. Kimi zengin, kimi fakir olup, zenginler fakirler ile imtihan olunmaktadırlar.) Cenâb-ı Hak, o ihtilâfa binaen, (geçim hususundaki farklılıklar sebebiyle) zenginleri fukaraların muavenetine (yardımına) davet ediyor. Halbuki, zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, (ancak) oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler. (anlayabilirler.)
Eğer oruç olmazsa, nefisperest (ben merkezli yaşayan) çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm( acı ve acıklı ) ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine (kendisi gibi can taşıyan diğer insanlara)şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır. (Kendisi dışındaki insanlara acıma hissi taşımayan bir kimse gerçek şükürden nasibini alamaz.)
Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir; ona karşı şefkate mükelleftir. (Her bir fert, dikkat ettiği takdirde kendinden daha aşağı yaşam standardına sahip kimseler bulabilir ve onlara acıyıp olabildiğince yardım elini uzatmak ile yükümlü bulunur.)
Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz, yapsa da tam olamaz. Çünkü, hakikî o hâleti kendi nefsinde hissetmiyor. (" Tok açın halinden anlamaz." Atasözü fehvasınca hiç açlık yaşamayan insan, fakir ve muhtaçlara acınacak acı hallerini yüreğinde hissederek Gerektiği şekilde anlayamaz.
Yüreğinde şefkat ve merhamet duygusu olmayan insanda, fukaraya karşı yardım görevini ya hiç yapmaz veya yapsa da tam yapmaz. Eksik ve noksan ve baştan savma yapar. Yardım ettiği insanı gereği gibi tam olarak memnun etme noktasında özen göstermez. Hatta bazen yaptığı hayır ve iyilik peşine minnet ve eza gibi kalp kırıcı, gönül yıkıcı haletetler takıp takıştırmak, kaş yapayım derken göz çıkarır.
Hülasa zaman zaman bizzat açlık yaşayarak gönül dünyasında şefkat ve merhamet duygusu oluşturmayan kimse yaptığı ve yapacağı yardımı yüzüne gözüne bulaştırma ihtimalinden uzak kalamaz. İşte oruç ibadeti insanın bütün bu benzeri olumsuzluklardan koruyup kurtaran ve görevlerini olması gerektiği şekilde yerine getirmeye sevk eden bir ibadet olma özelliği taşımaktadır)
Selam ve dua ile