Bunun gibi insan son derece aciz ve nihayet derece muhtaç, âlemlerin yüce Rabbi ise hem her şeye kadir hem son derece merhametli, hazineleri de sonsuz, sınırsız ve nihayetsizdir. Bu durumda son derece aciz ve muhtaç olan insanın sınırsız hazineler sahibi yüceler yücesi Allah'a aczini ve ihtiyacını arz edip, hayatını O’ndan istemekten başka çaresi var mıdır?
İnanan insan için hem aciz hem fakir, yani muhtaç olmak büyük bir avantajdır. İftihar vesilesidir. Onun için Hacı Bayram Veli (R.A) “Elfakru fahri, elfakru fahri” diyerek Allah'ın fakiri olduğunu bilmenin, düşünmenin ve bu düşünce atmosferi içinde halini, ihtiyacını Hak Teâlâ’ya arz etmenin ne büyük bir şeref ve iftihar kaynağı olduğunu ifade ediyor.
Yunus Emre kendini “Miskin Yunus” diye vasıf ederek yine aynı gerçeğe işaret ediyor. Unutulmamalı ki insanlara karşı miskinlik göstermek büyük zillettir. Ama Allah'a karşı miskinliğini, yoksulluğunu düşünüp bu halini O’na arz etmek büyük şereftir.
Hak Teâla: “Siz Allah'ın fakirsiniz.” buyuruyor. Bu Ayet-i Kerimede büyük bir müjde var dikkat edersek. Zira Allah’ı Teâla bu fermanıyla kullarını duaya ve kendisinden istemeye davet ediyor. Nitekim “isteyin, vereyim” buyurmuyor mu? Âlemlerin Rabbi kendisinden istemeye davet etsin, vurgulu ifadelerle istemeye teşvik etsinde istediği şeyleri vermesin.
Ne güzel formüle edilmiş: “Vermeyecek olsaydı, istemeyi vermezdi.” Mutlaka verir ama nasıl verir. İsteklerimizi ve istettiklerini hikmet süzgecinden geçirir, öyle verir. Yine bizim menfaatimizin gereği olarak böyle yapar. Yani isteklerimiz mutlaka karşılıklandırlır. Ama bazen bizim istediğimiz şekilde değil de hikmetinin gerektirdiği şekilde isteğinize karşılık verilir.
İhtiyaç durumuna göre ya hemen verilir ki bunun örneklerini çok görülmüş ve yaşanmıştır. Veya daha sonra ve daha çok muhtaç olduğumuz bir zamanda verilir. Veya istediğimiz şey de başka bir şey verilir. Ve yahut dünyada verilmese de ahirette sevap ve mükâfat olarak mizanımıza konulur. Yani biz gümüş isteriz, Allah’ı Teâla gümüş vermez de altın verir, elmas verir.
Ben gümüş istedim, niçin elmas verildi demek son derece ahmakane bir sitem ve şikayetlenme olmaz mı? Eğer istediğimiz şey verilmez de başka bir şey verilirse mutlaka daha kıymetli, daha değerli bir şey verecek demektir. Mevla'yı mütealin şanı ulûhiyetinden umulan da beklenen de budur. Rivayetler de bunu göstermektedir. (Devamı yarın…)