Dini kavramların içini doldurma serisi meyanında Besmelenin ihtiva ettiği hakikat nurlarını misallerle anlatıyorduk. Buna devam ediyoruz.
Evet, bu kelime ile (Besmeleyle) hareket eden, o adama benzer ki, askere kaydolur, devlet namına hareket eder, hiçbir kimseden pervası kalmaz. Kanun namına, devlet namına der, her işi yapar, her şeye karşı dayanır.
Başta demiştik: Bütün mevcudat lisan-ı hâl ile (kendilerine özel durum lisanıyla) "Bismillah" der. Öyle mi?
Evet. Nasıl ki, görsen, bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı. Yakinen (kesin olarak) bilirsin, o adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor. Belki o bir askerdir, devlet namına hareket eder, bir padişah kuvvetine istinat eder(dayanır).
Yani bir asker veya bir devlet memuru veya güvenlik görevlisi devlet namına ve kanun hesabına hareket ettiklerinden herkes onların tasarruf ve uygulamalarına boyun eğer. İtiraz etme ve karşı durma gücünü kendinde bulamaz. Çünkü o görevlinin arkasındaki devlet gücünü ve kanun kuvvetini görür.
Görevlinin de kendi adına değil devlet ve hükümet adına hareket ettiğini bildiğinden ve gerisindeki devlet gücünü fark ettiğinden karşı koyma mecalini kendisinde bulamaz. Nitekim görüyoruz, görevli emniyet mensubu bir trafik polisi bir arabayı veya arabaları durdurup, yoklama yapıyor.
Kimse bir şey diyemiyor. Zira emniyet mensubu olduğunu biliyorlar. Kendisi adına değil, emniyet teşkilatı adına hareket ettiğini görüyorlar. Dolayısıyla itaat etmekten başka çare olmadığını anlayıp isteklerine boyun eğiyorlar. Bunun gibi.
Öyle de, her şey Cenab-ı Hakkın namına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar.(incir ağacı gibi) Demek her bir ağaç "Bismillah" der; hazine-i rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık (postacılık) ediyor.
Her bir bostan(sebze, meyve bahçesi) "Bismillah" der, matbaha-i kudretten (kudret mutfağından) bir kazan olur ki, çeşit çeşit pek çok muhtelif leziz taamlar (çeşit çeşit lezzetli yiyecekler, sebzeler, meyveler), içinde beraber pişiriliyor. Mutfakta yemek pişirildiği zaman nasıl gayet lezzetli ve afiyetle yemeye elverişli hale geliyorsa, tarlada ve bahçedeki sebzeler ve meyveler de güneşin verdiği ısı ve hararetle olgunlaşıp afiyetle yemeye müsait hale geliyor.