Bir iş, özel çalışma alanı, birinin ticareti veya ücret karşılığı çalışmak üzere bir anlaşma, birinin yapmak zorunda olduğu herhangi bir şey, görev, vazife, hizmet olarak tanımlanmaktadır. Bir geçim kaynağı, bir geçim veya bir yaşamın desteklenmesi aracı şeklinde ifadelendiriliyor. Bir iş, bir para kaynağıdır. Bir geçim kaynağı ise, bir yaşam aracıdır. İşlerden bahsedince, dünyanın en büyük şirketlerine ait hızlı beslenme restoranları ve fabrikalarda çalışan insan görüntüleri aklımıza geliyor. Sürdürülebilir geçim kaynaklarından söz ettiğimizde ise çevreye duyarlı şekillerde, bireysel ve kolektif ihtiyaçlarını karşılayan insan ve toplum görüntüleri gözümüzde canlanıyor – kendi kendini idare eden yerel toplumlar vizyonu.
Teknolojik gelişmeleri, herkese gıda ve sürdürülebilir yaşam için daha fazla seçenek vermek için kullanabilirdik, eğer bunu seçseydik, insanları ve toplumları rekabetlere kurban vermek yerine, herkesin sahip olduğu, haftada 20-30 saatlik işlere göre şekillendirebilirdik. Bir iş isteyen hemen tüm yetişkinlere güvenli ve yeterince gelir sağlayan bir iş sağlayabilirdik. Bu şekilde tasarruf edilen zaman, çok kötü bir şekilde bozulmuş sosyal dokunun yeniden inşasına yönelik faaliyetlerde sosyal ekonomiye tahsis edilebilirdi.
Mevcut işlerin çoğunun tatminden uzak olmasının yanı sıra, gereksiz ve topluma veya çevreye büyük zarara sebebiyet veren mal ve hizmetlerin üretimine yönelik olduğu gerçeğinin farkına vardığımızda, ortaya çıkacak ihtimaller sıra dışıdır. Buna otomobil, kimyasal, ambalaj ve petrol sanayileri, birçok reklam ve pazarlama işleri, spekülatif ve değer üretmeyen yatırım alanlarında çalışan mali portföy yöneticileri ve aracılar dahildir. Dünya çapında silah sanayinde çalışan on milyonlarca işçi ve dünyadaki silahlı kuvvetlerce istihdam edilen on milyonlarca insan dahildir.
Bu ürkütücü bir gerçeğe işaret ediyor. Hayat kalitemiz için zararlı işler yapmaları karşılığında kimi zaman korkunç ücretler vererek çalıştırdığımız yüz milyonlarca insana, onlara aynı ücreti evde oturmaları ve bir şey yapmamaları için ödeseydik toplumlar daha müreffeh olacaktı. Problemimiz çok az iş olması değil, ücretli istihdama aşırı bağımlılık oluşturan ve ardından insanlara sağlıklı bir toplum için hayati önemde olan birçok faaliyeti inkar eden, zararlı şeyler yapmaları için ücret ödeyen bir ekonomik yapıdır.
Kentsel tarım ve su kültürü, tamir ve yeniden kullanım ve yoğun geri dönüşüm, sürdürülebilirliği artıran meşgalelerde bol miktarda geçim kaynağı fırsatı sağlayacaktır. Bu faaliyetlerin sosyal hizmetler bakımından kendine yeterli mahalleler etrafında şekillendirilmesine ve aile sorumluluklarının daha fazla paylaşımına yardımcı olacaktır. İnsanlar ve malların ulaşım ihtiyacı azaltılacaktır. Yerel olarak üretilmiş gıdalar taze, ambalajsız veya yerinde kullanılabilen kaplarda muhafaza edilecektir.
Hakiki bir sosyal verimlilik yolunda hayatın yenilenme, kültürel ifade, entelektüel ve ruhsal gelişim ve politik katılım gibi diğer yönleri için bol miktarda zamanımız olacaktır.
NOT: HAFTAYA – DEĞİŞİM GÜNDEMİ