Küresel şirketlerin siyasal katılımından dışlanmaları, alanlarımızın geri alınması yönünde hayati bir adım olacaktır. Özellikle bunun Amerikan seçimleri üzerindeki etkisi düşünüldüğünde önemi bir kat daha artmaktadır. The New York Times köşe yazarı Russell Baker ABD Kongre Seçimlerini çok doğru biçimde bir ihale, bir vizyon, sorunlar ve yeterlilik yaşından ziyade muhaliflerin olumsuz kampanyalarla saf dışı bırakılmaya çalışıldığı bir açık arttırma savaşı olarak betimlemiştir.
Amerika’da siyaset, yasallaştırılmış bir rüşvet sistemine indirgenmiştir. Bunun önüne geçebilmeleri içinde kamu seçimleri yeterince finanse edilmelidir. Politik eylem komiteleri feshedilmeli ve şirketlerin herhangi bir politik katkı yapmaları veya şirket kaynaklarını bir adayı desteklemek veya politik kampanya için kullanmaları yasaklanmalıdır. Toplam kampanya harcamaları sınırlandırılmalıdır. Kamu havayolları, televizyon ve radyo istasyonlarını kullanma hakkına karşılık, kamu görevlerine aday olanların, sorunlara ilişkin röportaj programları ve tartışmalara eşit sürelerle katılımı zorunlu hale getirilmelidir. Medyada kartelleşmeye karşı özel bir mevzuat, tek bir şirketin, gazete, radyo istasyonu, TV istasyonu veya kablo TV hizmeti gibi birden fazla medya kuruluşuna sahip olmasının tekel olma niyetinin bir göstergesi olduğunu tespit etmelidir. Reklam harcamalarının vergiden indirilmesi, şirketlerin insanların istemediği ve ihtiyaç duymadığı şeyleri almak üzere kandırılmasını amaçlayan, toplum ve gezegenin sağlığına zararlı bir tüketici kültürü oluşturan reklam harcamaları için milyarlarca dolarlık bir kamu sübvansiyonu sağlanması anlamına gelmektedir. Politik alanların geri alınması, ekonomik alanların geri alınmasıyla birlikte yürütülmelidir.
Bazı okuyucularımız bize ne veya sana ne Amerikan seçimlerinden diyebilirler. Ancak şu gerçeği es geçmemek lazım ki o da, maalesef çoğu Müslüman ülkelerinde işgalci bir pozisyonda olan Amerikan güçlerinin yapmış olduğu zulüm içerikli tavırları bu seçimlerde rol oynayan küresel ve devasa silah şirketlerinin, petrol tröstlerinin, medya patronlarının ve daha nice birlikteliklerinin bir sonucudur. Onların yapmış olduğu seçim destekleri ile Amerikan politikaları belirlenmekte ve dünyanın birçok mazlum coğrafyasında kan ve zulüm hegemonyasını sürdürmektedir. Onun için bu bizim için önemlidir ve hayati bir öncelik arzetmektedir.
NOT: HAFTAYA – DEĞİŞİM GÜNDEMİ-4