Halihazırda ekonomik, sosyal ve çevresel işlere ilişkin küresel yönetişim işlevleri, Birleşmiş Milletler Sistemi – BM Sekretaryası, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Çalışma Teşkilatı, Gıda ve Tarım Örgütü, UNDP, UNFPA ve UNIFEM gibi muhtelif kalkınma ve yardım fonlarının ihtisaslaşmış alt kurumlar – ile Bretton Woods Sistemi – Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü – arasında paylaştırılmıştır. Bretton Woods kurumları ekonomik politika arenasına hükmediyor, ancak politikalarının sosyal ve çevresel neticeleri için bir sorumluluk kabul etmiyor. Mali kaynakları yeterli olmayan Birleşmiş Milletler’in, ekonomik politikalar üzerinde hiçbir etkisi bulunmuyor. Ancak Bretton Woods’un üç kurumunun kusurlu politikasının arkasında bıraktığı sosyal ve çevresel kirlilikleri temizleme göreviyle baş başa kalıyor.
Birleşmiş Milletler’in kurucuları uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim, sağlık ve ilgili işlerin Bretton Woods kurumlarının gözetlenmesi dahil olmak üzere koordinasyonunun, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey’inde (ECOSOC) olmasını planlıyordu. Dünya Bankası, IMF ve DTÖ, Birleşmiş Milletler’in ihtisas kurumlarından çok daha fazla güçlendi ve BM’in onların faaliyetlerini koordine etme ve gözetlemeye ilişkin her türlü girişimini reddetmektedir.
Bir dünyanın küresel işlerinin iki rakip yönetim sistem arasında bölünmesi kurumların işlemesinde sorun oluşturmuştur. Nihai olarak Bretton Woods ve BM sistemi sadece marjinal olarak etkili oldu – kısmen yeterli fonlar sağlanmamış olması, ihmal ve Bretton Woods kurumlarının ekonomik politikalarını etkileme kabiliyeti bulunmaması nedeniyle – ancak daha fazla yetkisi olsun, daha açık ve demokratik olsun, genel olarak ulusal egemenliğe saygılıdır ve beşeri, sosyal, çevresel önceliklere ciddi olarak önem vermektedir. Daha gizli işleyen ve demokratik olmayan Bretton Woods kurumlarının profesyonel yeterliliği ve politikalarını uygulama gücü bulunuyor ancak genel olarak, daha dar açılı ekonomistik bir dünya bakış açısına sahip, ulusal egemenliği ve demokratik süreçleri dikkate almamaktadır ve şirket çıkarlarını insanların ve gezegenin çıkarlarının üstünde tutmaktadır.
Bazıları bu seçimde Bretton Woods kurumlarının, istediklerini yapabilme güçleri bulunması nedeniyle tercih edilmesi gerektiğini iddia edecektir. En iyi biçimde yaptıkları şeylerin onların zorlayıcı yöntemlerinin yıkıcı olduğu ve tutarlı biçimde bunların sonuçlarını yüklenmek zorunda kalanların iradeleri ve çıkarlarını göz ardı ettiği dikkate alınarak bunun yanlış bir seçim olduğu ortaya çıkmaktadır. Temel amaç, toplumsal yapıyı güçlendirmek, sosyal ve çevresel hedeflere, şirket çıkarlarına göre öncelik verilmesi olduğundan daha duyarlı bir seçim, Birleşmiş Milletler’in yetki yapısını yeniden düzenleme, kapasitesini daha adil yerine getirecek bir biçimde tesis etmek ve Bretton Woods kurumlarının görevine son vermektir.
NOT: HAFTAYA – ŞİRKET EGEMENLİĞİNDEN SİVİL TOPLUMA - 1