Toplumun her katmanında ve dünyanın her köşesinde tekrarlanan bir kalıp görüyoruz. Verimlilik artışı adına, yüz milyonlarca insan onlara ihtiyaç duymayan bir küresel ekonomi tarafından devre dışı bırakılmaktadır. Meksika’da küçük çiftlikler makinalaşmış tarıma yer açmak için yerlerinden edilmektedir. Wall Street’te, küresel para piyasalarında alım-satım yapan bilgisayar terminallerinde önemli kararları alan aracılar, yerlerini daha etkin bilgisayar programlarına bırakmaktadır. Küçük kasaba tüccarları, mega perakendecilerin işlettiği ve perakendecilerin tehdidi altındaki süpermarketler tarafından piyasanın dışına atılmaktadır. Ses tanıma cihazları ve otomatik cevaplama cihazları, telefon operatörlerinin yerini almaktadır. Multimedya eğitim öğretmenlerin yerine geçmektedir. Şirketlerin küçülmesi, çok sayıdaki işçiyi ve orta sınıf yöneticisini ortadan kaldırmaktadır. Şirket birleşmeleri ve yoğunlaşmaları orta ve hatta üst düzey yöneticileri devre dışı bırakmaktadır. Görünürde bunun sonu yoktur.
İkinci Sanayi Devrimi’nin eşiğini geçtik. Birinci sanayi devrimi, yeni keşfedilen enerjinin hakimiyetini makinelere vererek, fiziksel insan emeğine talebi büyük ölçüde azalttı. Ancak makineler hesaplayamaz, akıl yürütemez, görsel kalıpları ayırt edemez veya insanların konuşmalarını kavrayıp yorumlayamaz. Bu yüzden her bir makine ona beyin ve onun gözü kulağı olacak bir aracı sağlayan bir insana ihtiyaç duyar. Makinelerin sayısı arttıkça onu yönetecek insan sayısına duyulan ihtiyaç da artmaktadır. Makineler geliştiği ölçüde operatörlerin yeteneklerinin daha fazla olması gerekir ve onları idare edecek operatörlerin ücretleri yüksek olacaktır. İkinci Sanayi Devrimi ise makinelere göz, kulak, beyin veren, görmek, işitmek yorumlamak ve kendiliğinden harekete geçmek için bilgisayar ve elektronik sensörleri kullanan bilgi teknolojisindeki büyük ilerlemeden faydalanmaktadır.
Önde gelen üniversitelerde güvenli ve hayat boyu pozisyonları olan ekonomistler, bizi endişelenmek için bir neden bulunmadığına inandırmaya çalışıyorlar. Onlar bize ilk sanayi devriminde olduğu gibi verimlilikteki artışın, ekonomik büyümeyi hızlandıracağını ve büyümenin daha fazla iş anlamına geldiğini söylüyorlar. İlk sanayi devrimi sırasında İngiliz tekstil sanayi makineleştiğinde, İngiltere’nin ortaya çıkan işsizliği büyük ölçüde Hindistan’a yönlendirdiğini kimse fark etmemişti. Sömürgeler aynı zamanda Avrupa ekonomisinin fazla işgücü olan birçok göçmen için de istihdam imkanı sağladı. Sömürgelere ihraç edilen işgücü, anavatandaki sanayileri besleyecek pamuk gibi ihraç ürünlerini yetiştirmek üzere en iyi arazilere keyfi olarak el koydu.
Coğrafyadan ziyade sınıfa dayalı bir sömürgeleştirme sürecine dayalı olan İkinci Sanayi Devrimi dünya nüfusunun giderek daha fazla bölümünü sömürgeşenler arasına katmaktadır.
Not: Haftaya – ekolojik devrim