Şimdiye kadar yazmış olduğum bu yazı dizisinde anlatmak istediğim küresel fotoğrafı, çıkar şebekelerinin acımasızlığını vb. maalesef 15 Temmuz 2016 Cuma günü acı bir şekilde yaşadık. Kendi çıkarları ve karlılıkları için bazı küresel güçler ile onların piyonlarının neler yapabileceğine bir millet olarak şahit olduk maalesef. Sevindirici olan şu ki; düşünce tarzı ne olursa olsun Allah’ın izniyle bu milletin direncini, ferasetini, cesaretini, kahramanlığını, fedakarlığını, cefakarlığını ya hesaba katmadılar ya da görmezden geldiler. Bizleri, koskoca bir milleti, kendileri gibi korkak, basiretsiz, hiçbir şey bilmez zannedip koskoca bir medeniyetin evlatlarına bu muameleyi reva gördüler. Dağdaki çobanın oyuyla şehirde yaşayanların oyunu aynı görmeyenlerle aynı zihniyete sahip olan bu darbeciler emellerini gerçekleştiremediler. Bağnaz, yobaz, aklını başkasının cebine koyan bu zatlar kibirlerinin, haysiyet yoksunluklarının kurbanı oldular. Söyleyecek laf çok. Söylenmesi gerekenleri Başkomutanımız ve diğer yetkililer fazlasıyla söylüyor zaten. Muhtemelen bu iş burada bitmedi. Gelecekler, bir daha gelecekler ama bu sefer 15 Temmuzu mumla arayacaklar.
Neyse sözü uzatmadan kaldığımız yerden devam edelim.
ŞİRKET YAMYAMLIĞI
Gelişmiş bir modern ekonomide yeni bir değer oluşturmanın yollarını bulmak nadiren kolaydır. Yağmacı finans sistemi tarafından talep edilen çoğunlukla üretken ekonomiden daha fazla olan miktarda ve hızda yeni değer oluşturulmasının yollarının bulunması neredeyse imkansızdır. Sistemin dayattığı türden bir kar elde etmenin en hızlı yolu mevcut değerlerin, daha zayıf bir oyuncudan ele geçirilmesi ve yağmalanmasıdır. Serbest b ir piyasada, “zayıf” oyuncu, genellikle geleceğe yatırım yapan çalışanlarına güvenli, iyi ücretler ödeyen işler sağlayan, vergilerden payına düşeni adil şekilde ödeyen, çevresel kaynaklarını sorumlu bir şekilde idare eden ve uzun vadeli beşeri çıkarlara hizmet edecek şekilde yöneten bir firmadır. Böyle şirketler toplum için değerli bir varlıktır ve sağlıklı bir ekonomide, hissedarlarına uzun vadede sağlam ve güvenilir – fakat müsrif olmayan – temettüler dağıtır. Faka bu şirketler kompüterize alım-satım portföylerinin beklediği şekilde anlık karlar üretemezler.
Değer üretmeyen yatırımcının özel bir cinsi olan şirket hisselerini ele geçirmeye çalışan şirket korsanları, mevcut şirketlerin avlanması üzerinde ihtisaslaşmışlardır. Temel sürecin detayları karmaşık ve güç mücadelesi genellikle çirkin olmasına karşın çok basit ve karlıdır.
Şirket ele geçirilmesi ve yağmacı değer üreten yatırımların diğer şekilleri midesi bunu kaldırabilenler için gayet güzel karlar sağlamıştır.
Şirket korsanları cesur biçimde, ekonomi için verimsizliği ortadan kaldırarak ve küresel ekonomi içerisinde rekabetçiliği yeniden tesis etmek suretiyle önemli bir hizmet yerine getirdiklerini öne sürmektedirler.
Vahşi bir mali sistem aktif biçimde üretken şirket sektörünü yamyamlaştırmaktadır. Ekonomik verimlilik adına o sorumlu yönetimi daha da güçleştirmektedir. Şirket yöneticilerinden daha fazla sosyal sorumluluk göstermesini bekleyenler temel bir noktayı kaçırıyor. Şirket yöneticileri, sosyal sorumluluktan beslenen bir sistem içerisinde yaşıyor ve çalışıyor. Bu sistem kendisini imtiyazlılar ve yoksullar arasında iki katmanlı bir yapıya dönüştürüyor. Kendilerini egemen piyasa güçlerinin ötesine koyacak güce sahip olanlar ile küresel rekabet sunağına sunulacak olan kurban olanlar arasında derin biçimde bölünmüş olan bir dünya oluşturuyor.
NOT: HAFTAYA – İNSANLARA YER YOK