İnsanlık, yaşadığı her yüzyıl için kendince önemli gördüğü ve yaşanan olayların ehemmiyetine binaen o yüzyıla isim vermiştir. Bizim için şu an sıradan olan ateş, tekerlek, taşa demire şekil verme işlemlerini çağlara isim olarak yansıtmıştır. Veya yüzyıllarca fethedilmeyen şehirler fethedilmiş, imparatorluklar kurulmuş, imparatorluklar batmış, sanayi ilerlemiş, uzay yarışı başlamış aya gidilmiş velhasıl kelam yaşanan çağa mutlaka bir isim bulunmuştur.
Bunun adı ilkçağ olmuş, ortaçağ olmuş, uzay çağı olmuştur. İnsanlık artık teknolojik açıdan çok büyük ilerlemeler kat etti. Hem de çok kısa bir zaman diliminde. Örneğin nano teknoloji sayesinde şimdiye kadar çekilmiş bütün sinema filmlerini veya yazılı eserleri cebimizde bir CD şeklinde taşıyabileceğiz. Artık teknolojinin bundan sonra yapacağı ilerlemeler insanı pek şaşırtmayacak. “ - İnsan ışınlanmış!.. –Yapma ya, nasıl olur, olacak iş değil!...” gibi ifadeler artık insanlığın ağzından çok dökülmeyecek. İnsanlar artık hiç görmemiş gibi teknolojinin üzerine atlamayacaklar.
Peki ne olacak?...
Artık savaşlar olmayacak… Artık insanlar menfaatleri için çocukları, ihtiyarları, kadınları (daha ne için öldüklerini / öldürdüklerini bilmeden) katledemeyecekleler… Çağdaş diktatörler, tiranlar, firavunlar; insanlara zulmedemeyecekler, işkenceler yapamayacaklar. Halka rağmen devlet idare edemeyecekler. Sivil insiyatifi göz ardına itemeyecekler.
Ne güzel sözler değil mi? Ben yazdığım için veya söylediğim için değil bu güzellik. Gerçekten kendini insan olarak gören herkes için, insanı hak ettiği yere götüren, söylenmesi gereken sözler. Aslında bu sözlerin bir örneği bundan yaklaşık 1400 sene önce sadece söylenmedi, hem söylendi hem de söylendiği gibi yaşandı. Nasıl olsa bir gün tüm insanlık bunun kıymetini daha da iyi anlayacak.
Sarf edilen bu sözlerin gerçekleşmesi için de dünyadaki tüm mekanizmalarının STK (sivil toplum kuruluşu)’ları dikkate alması gerekmektedir. Bu insanlığın ortak aklıdır. Çünkü STK’ların diğer mekanizmalardan farkı, gönüllülük esasının ilk sırada yer almasıdır. STK üyesi ister Greenpeace gibi çevre adına bir değer üretsin ister hayvan hakları adına bir balinayı kurtarsın isterse de bir yetimin, bir yoksulun acısını dindirsin hatta derdine ortak olup onu sadece dinlesin bunların hiçbiri fark etmez. Yapılan tüm bu yararlı işlerin karşılığında kişilerin beklentisi, tüm insanlığın o işten en faydalı şekilde çıkmasıdır. İşte bu gönüllülük karşısında ne imparatorluklar ne tiranlar ne derin güçler durabilirler. Söyleyecek bir çift sözleri de olamaz. Tüm bu ortak aklın karşısında da dayanamazlar.
Bundan dolayıdır ki 21. yüzyıl STK yüzyılı olacaktır. İnsanlık belki şimdi isimlendirmese de temennimiz bu yüzyılın adını STK ÇAĞI koyacaktır. Tüm idareciler, hükümetler, siyasetçiler, kendi alanında uzmanlaşmış vakıf, dernek, sendika, federasyon, konfederasyon adı her ne olursa olsun her türlü STK’yı dikkate almak zorundadırlar. Çünkü toplumların atan nabzı STK’lardır. Kendini bilen herkes de bu nabzı tutmak zorunda olup STK’ların fikrine önem vermek mecburiyetindedirler. Umut ediyoruz ki ülkemizde de her kişi en azından birkaç STK çatısı altında faaliyet gösterir.
Selam ve dua ile...