“İsmail Bağdâdî’nin Peygamberimizin mührü bulunan Hılye-i Şerîfe Eseri”
İsmail Bağdâdî’nin babası Bağdâd Mevlevîhânesi şeyhi İbrahim Dedeefendi’dir. Doğum tarihi bilinmemekle beraber, XVII. yüzyılın ikinci çeyreğindeBağdat’ta dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Eserlerine memleketine nisbetle “Bağdâdî” künyesiyle ketebe koymuştur. İlk eğitimini memleketinde tamamladıktan sonra medrese tahsîli için İstanbul’a gitmiş, bu esnâda Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi’den icâzetli Seyyid Mehmed Hilmî Ağa’dan sülüs ve nesih meşkederek icazet almıştır.
Medreseden mezun olduktan sonra uygun bir müderrislik elde edemeyince, bazı küberâ ve ricâl mensuplarına kitâbet hizmeti vermeye başlayan İsmâil Bağdâdî, geçimini sağlamak için bir yandan da müstensihlik (bir eserin el yazısı ile kopyasını hazırlamak) yapardı. Muhtemelen son zamanlarında memleketine dönerek orada vefât etmişse de,vefat tarihi ve kabri hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır.
Bilhassa sülüs ve nesihte zamanın mümtâz hattatları arasında olan İsmâ’il Bağdâdî, bir hayli âsâr yâdigâr bırakmağa muvaffâk olan hattatindendir. Tarihsiz Amme Cüzü, H. 1174/M. 1760 tarihli risâle mecmu’ası ve H. 1175/M. 1761-1762 tarihli murakka‘ı görülmüş olup Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde de H. 1179/M. 1765-1766 senesinde yazdığı du’a mecmu’ası vardır.
İsmail Bağdâdî’nin Antalya Etnoğrafya Müzesi’nde yer alan Hılye-i Şerîfe eseri 63.22.72 envanter numaralı, 1168/1754 tarihli, sülüs, nesih ve muhakkak hüsn-i hat tarzlarıyla yazılmıştır. 21x57 cm ebatlarındaki Hılye-i Şerife Antalya Müzesi’ne 20 Nisan 1972 tarihinde Topkapı Sarayı Müzesi’nden gelmiştir.
Hılye-i Şerîfe’nin en üst kısmında süsleme olduğunu düşündüğümüz bölümün içi, anlaşılmaz bir şekilde yanarak yok olmuştur. İlk satır muhakkah hüsn-i hat tarzı ile yazılmış Besmele ile başlamakta, sülüs hüsn-i hat tarzı ile sağ üst köşesinde dâire içerisinde “Ebû Bekir radıyallâhu anh”, sol üst köşesinde dâire içerisinde “Ömer radıyallâhu anh”, sağ alt köşesinde dâire içerisinde “Osman radıyallâhu anh” ve sol alt köşesinde dâire içerisinde “Ali radıyallâhu anh” yazmaktadır.
Eserin göbek kısmı dış çerçevede hilâl ve hilâlin içinde dört dâireden oluşan bir tasarıma sahiptir. İlk dâirede nesih hüsn-i hat tarzı ile Hz. Ali’den (r.a.) rivâyet edilen hılye-i şerife yer almaktadır. İçteki ikinci dâirede….. den rivâyet edilen, Arapçası altın yaldız nesih hüsn-i hat tarzı ve satır altındaki Türkçe açıklamalarıda beyaz mürekkep ve icâzî hüsn-i hat sanatı tarzı ile ikinci bir hılye-i şerife bulunmaktadır. İçteki üçüncü dâirede nesih hüsn-i hat tarzı ile “Tevecceh haysü şi’te fe-inneke mansûrun”, “İstediğin tarafa yönel (Yâ Muhammed) sen yardım olundun” ve içeride tam ortada yer alan dördüncü dâirede icâzî hüsn-i hat tarzı ile “Allahu vahdehû lâ şerîke lehû Muhammedun rasûlullâhi”, “Allah birdir O’nun ortağı yoktur, Muhammed Allah’ın rasulüdür” yazılıdır.
Hılye-i Şerîfe’nin etek kısmının başlangıcında sülüs hüsn-i hat tarzı ile âyet-i kerime, sağ alt tarafında yukarıdan aşağıya “Şeklü mühri nübüvveti Muhammedin el-Mustafâ”, “Muhammed Mustafâ’nın Peygamber mührünün şekli”, sol alt tarafında aşağıdan yukarıya “sallallâhu ‘aleyhi Teâlâ ‘aleyhi ve sellem”, “Allahu Teâlâ ona salât ve selâm eylesin” yazmakta, etek kısmının alt ortasında ise şu açıklama yer almaktadır: “Bu mührü şerîfin bâtınında (ortasında) olan üç satırın her birisi bir rivâyet üzere keteb olunmuştur (yazılmıştır). İmâm Tirmizî hazretleri nakil eylediği üzere rivâyet olunur ki; Bu mührü şerîfin fevâidinden (faydalarından) birisi budur ki, her kim abdest ile sabah vaktinde nazar eylese akşama dek ve ay evvelinde (kamerî ay) nazar eylese âhirine dek ve yıl evvelinde (hicrî yıl) nazar eylese gâyetine dek cemi’i belâ ve âfetlerden emîn ola. Ve sefer eylediği vakit nazar eylese ol sefer ona mübârek ola ve’s-selâm. Ketebehu ed’afü’l-küttâbi İsmâ’il eş-şehîrü’l-Bağdâdî ‘aleyhi e’ânehu’l-Meliku’l-Hâdî senete semânun ve sittîne ve miete ve elfün (Bunu hattatların an zayıfı Bağdâdî diye meşhûr İsmâil yazdı -Melik ve Hâdî olan (Allah) ona yardım eylesin- 1168 senesi).