“Mehmed Emin Efendi’nin Celî Sülüs Levhası”
Bir önceki makalemizin konuğu Ömer Vasfî Efendi’nin kardeşi olan Mehmed Emin Efendi, 5 Cemâziyelevvel 1300/14 Mart 1884 yılında İstanbul Tophâne’de, DefterdârMahellesi’ninTürkgücü sokağındaki 48 kapı numaralı evde dünyaya geldi.
Mehmed Emin Efendi, evlerinin yakınında bulunan Sirkeci İbtidâî Mektebi’ni bitirdikten sonra, kendisinden üç yaş büyük ağabeyi Ömer Vasfî Efendi ile Tophâne Fevziye Rüşdiyesi’ne devam etti. Rüşdiyeninhüsn-i hat nuallimiÇukurcumalı Kadri Efendi’den sülüs-nesih yazılarını meşketmeye başladı. Rüşdiye tahsilini Vefâİdâdîsi’nde tamamladı.
Ağabeyi Ömer Vasfi Efendi, ta’lik hattı meşketmek üzere Salı günleri Sâmi Efendi’ye giderken, yanında kardeşi Mehmed Emin Efendi’yi de götürürdü. Gençliğinde ney üfleyen ve Galata Mevlevihanesineyzenbaşı Aziz Dede’nin dostlarından olan Samî Efendi, Mehmed Emin Efendi’ye yanında getirdiği neyini üfleterek zevkle dinler ve “Bu oğlanda kudemâ tarzı var, işittikçe safâlanıyorum” dediğini aynı mecliste bulunan M. Necmeddin Okyay nakletmektedir. Bu ziyâretlerindeMehmed Emin Efendi, Sâmi Efendi’ye yazılarını gösterir, o da kendisine bazı harf tariflerinde bulunurdu.
Mehmed Emin Efendi, rüşdiyeden sonra, Mekteb-i İdâdî-i Mülkî’yi ve daha sonra Mekteb-i Hukûk’u bitirdi. Hoca Nûri Efendi’nin Süleymaniye Camii’ndeki derslerinde Tasavvurat’a (mantık kitabı – medrese derslerinin orta kısmı) kadar okuduysa da, hocasının vefâtı üzerine icâzetini alamadı.
Mehmed Emin Efendi,1902 yılında Posta ve Telgraf İdaresi MektûbîKalemi’ne girdi. 1914’te Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Harita Dairesi hattatlığına tayin edildi. Bu görevi sırasında hattatlığını ilerletti. Ağabeyinin celî sülüs eserlerini ince tashihten geçirdi, pürüzlerini aldı, yazılarına keskinlik verdi. Şeyh, Râkım, MahmudCelâleddin gibi büyük hattatların yazılarını aslından farkı olmayacak şekilde takliden yazardı.
Mehmed Emin Efendi, asıl şöhretini elde ettiği mûsıkî sahasına Nusretiye Camii kayyımlarından Hâfız Hâşim Efendi’den ve Galata MevlevihânesikudümzenbaşısıRâ’if Dede’den aldığı meşklerle başladı. Galata Mevlevihanesineyzenbaşı Aziz Dede’den, Bahariye Mevlevihanesi Şeyhi Hüseyin Fahreddin Dedeefendi ile Hakkî Efendi’den aldığı meşklerle kemâle erdi. Henüz çile çıkarmadığı halde 1918 yılında Galata Mevlevihânesineyzenbaşılığına getirildi ve bir müddet sonra Üsküdar Mevlevîhanesineyzenbaşılığıgörevide kendisine tevdî edildi. Tekkeler kapatılana kadar bu görevlerini sürdürdü.
Bir “Osmanlı Beyefendisi” olan ve daha çok “Neyzen Emin Dede” olarak bilinenMehmed Emin Efendi, 1931 yılında emekliye ayrıldı. Tophane’deki evinde hüsn-i hat ve mûsıkî ile iştigal ettiği dönemde, 1943 yılında sağ tarafından felce yakalandı ve 1945 yılında vefat etti. Eyüp’te Gümüşsuyu Kabristanı’na ağabeyinin yanına defnedildi.
Mehmed Emin Efendi’nin, Kaleiçi Antalya Etnografya Müzesi’nde sergilenen eseri, Alanya Müzesi’nden gönderilmiştir. Eser, 20 Kasım 1975 tarihinde, 15.75.75 envanter nosuile AntalyaMüzezi envanter defterine kaydedilmiştir. 28x31 cm ebatlarındaki eserde, Fetih sûresinin, “İnnâfetehnâ leke fethan mübînâ”, “Biz sana aşikâr bir fetih ve zafer ihsan ettik.” meâlindeki ilk âyet-i kerîmesi celî sülüs formunda ve istifli olarak yazılmıştır. Lacivert zemin üzerine beyaz üstübeç ile çok başarılı, keskin ve net yazılan eserde, iki “fetih” kelimesinin aynı formda, karakterde ve seviyede olması dikkat çekmektedir. Mehmed Emin Efendi, 1333/1914 tarihinde yazdığı eserini, “KetebehuMehmed Emin” şeklinde imzalamıştır. Eseri çevreleyen zemin yavruağzı renginde hatip ebrusudur ve kenar cetvelleri dışında eserin herhangibir tezyinatı bulunmamaktadır.