“Mehmed İzzet Efendi’nin celî sülüs levhası”
Mehmed İzzet Efendi, 1257/1841 yılında Kasımpaşa’da dünyaya geldi. Ali Efendi’nin oğlu olan Mehmed İzzet Efendi, ibtidâî ve rüşdî mektepleri Kasımpaşa’da okuduktan sonra Mekteb-i Tıbbıyye-i Şahâne’ye girdi ve mezun olduktan sonra aynı okulun hüsn-i hat muallimi oldu. Daha sonra tabur kâtibi olarak silk-i askeriye dahil olup zamanla alay kâtipliğine terfi etti. Ayrıca ilave olarak Maçka’daki Askerî İdâdî Mektebi’nin rik’a muallimliği de uhdesine verildi.
Mehmed İzzet Efendi, Sultan Abdülaziz’in arabasının geçişi sırasında ne yapacağı konusunda kararsız kalınca askerlikten ihrâc edilerek, Mekteb-i Tıbbıyye-i Şahâne’dekivazîfesineiâde edildi. 1280/1863 yılında mektebin idâdî sınıflarının, 1282/1865 yılında da umûmidâdî sınıfların hüsn-i hat muallimliğine getirildi. 1868 yılında yeni açılan Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nin yazı muallimliği vazifesi verildi. Devamlı terfi edip sâniyen sınıf-ı mütemâyiz rütbesini kazanarak vefâtına kadar bu vazifesini sürdürdü. Geçirdiği kalp krizi sonrası emekliliğini isteyerek hizmettten çekildi ve 1320/1903 yılında vefat etti. Beşiktaş’ta Yahyâ Efendi Türbesi hazîresine defnedildi.
Mehmed İzzet Efendi’nin hüsn-i hattı kimden meşkettiği kaynaklarda geçmemektedir. Ahmed Süheyl Ünver’in tesbitine göre sülüs-nesih yazıları YahyâHilmî Efendi’den meşketmiş ve 1887 yılında icâzetnâmesini almıştır. 1863 yılında hüsn-i hat muallimliği yaptığı tespit edilen Mehmed İzzet Efendi’nin, bu icâzeti geleneği bozmamak için aldığı düşünülmektedir.
Mehmed İzzet Efendi, kendisinden önceki kuşaktan “Eyüplü” yahut “Okçubaşı” lakaplı, Hâşim Efendi’nin talebesi olan ve dikkate değer celî sülüs istifleriyle tanınan hattat Mehmet İzzet Efendi (ö.1306/1889) ile karıştırılmamalıdır.
Mehmed İzzet Efendi, Mümtaz Efendi rik’ası olarak bilinen yazı çeşidini sanatlı bir şekilde düzen altına koyma gayretinde bulunmuş, rik’anın süratli yazılır vasfı ortadan kalkınca, bu tarz diğer hattatlar tarafından tasvip edilmemiştir. Mehmed İzzet Efendi’den rik’ameşkeden Arap hattatlar tarafından Arap âleminde yayılan bu tarz günümüzde hâlen yazılmaya devam etmektedir. Bu tarzda celî rik’anın ilk defa mezar kitâbelerinde kullanılmasını da Mehmed İzzet Efendi başlatmıştır.
Mehmed İzzet Efendi’nin, Sultanahmet’te Alman Çeşmesi’nin mozaikle işlenmiş 1316/1898 tarihli sekiz beyitlik celî sülüs kitâbesi dışında, müzelerde, yapı ve mezar kitâbelerinde, şahsî kolksiyonlarda birçok eseri ile birlikte, sülüs, nesih, rik’a, dîvânî, ta’lîk ve celî dîvânî meşk mecmuaları mevcuttur.
Mehmed İzzet Efedi’nin, Antalya Etnografya Müzesi’nde 49x73 cm ebatlarında celî sülüs bir levhası bulunmaktadır. Alanya Müzesi’nden gelen eser, 20 Kasım 1975 tarihinde, 13.75.75 envanternosu ile Antalya Müzesi Envanterine kaydedilmiştir. 1313/1896 tarihli, celî sülüs ile “Lâ ilâhe illallâhMuhammedunrasûlullâh” yazılı esere, Mehmed İzzet Efendi “Mehmed İzzet” şeklinde imza atmıştır. Dönemin süsleme özelliklerinin bulunduğu eserin iç cetvellerinin ortasına çiçek motifli zencerek işlenmiş, yazının iç kısmının dört köşesinde birbirinden farklı çeçek demetleri bezeme olarak kullanılmıştır. Nuhûdî bir kağıdın üzerine yazılmış eserin kenarları, altın, beyaz, yeşil, turuncu, açık pembe ve açık mavi gibi renklerle tezyîn edilmiştir.