“Emir AhmedBahâüddîn Efendi’nin SeyyidMehmed Hilmi Efendi’den Aldığı İcâzetnâme”
Emir AhmedBahâüddin Efendi’ye hüsn-i hat icâzeti veren hocası SeyyidMehmed Hilmi Efendi, meşhur Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin (ö.1876) talebesidir. Emir AhmedBahâüddin Efendi hakkında kaynaklarda herhangi bir belge ve bilgi bulunamadığından, bu vesile ile hocası SeyyidMehmed Hilmi Efendi’nin hayatından kısaca bahsedelim.
1822 yılında Konya’nın Ermenâkkazâsında dünyaya gelen SeyyidMehmed Hilmi Efendi, “Küçük Efendi” nâmıyla anılan Abdülaziz Efendi’nin oğludur. Babasına nisbetle “Küçük Efendizâde” künyesiyle tanınırdı. Ermenâk’ta eğitimini tamamladıktan sonra 1838 yılında İstanbul’a giderek Demirkapı civârındaFerhâd Paşa Medresesi’ne girdi. Ferhâd Paşa Medresesi’nde kaldığı yıllarda, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den hüsn-i hat dallarının sülüs ve nesih tarzında ders almaya başladı. Hüsn-i hat icâzetini aldıktan sonra da hocasından uzun zaman istifâde etti.
SeyyidMehmed Hilmi Efendi eğitimi sonrası kadılık imtihanlarını kazanarak Siroz, Burgos ve Karaferye’de kadı olarak görev yaptı. 1862 yılında İstanbul’a döndü ve MeşîhâtDâiresi’ne girdi. Nâkibu’l-eşrâf olduğu dönemde hocası Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin kitâbet hizmetinde bulundu. Hocasının kazaskerlikten ayrılmasından sonra da görevinde uzun müddet kaldı ve hattatlar arasında “nâkıbu’l-eşrâf kâtibi” olarak meşhur oldu.
SeyyidMehmedHimi Efendi ayrıca Şehzâde Mekteb-i Rüşdîsihüsn-i hat muallimliğini de 1888 yılında emekli olana kadar sürdürdü. Daha sonra Sütlüce ve DavudpaşaMekteb-i Rüşdîleri’nin sülüs muallimliği görevinde bulundu. 1890 yılında Meclis-i İdâre-i Emvâl-i Eytâm-ı İlmiyyeâzâlığınatâyin edildi. 1892’de BâyezidİnâsRüşdîsi’nin sülüs muallimliğine getirildi. İlmî rütbesi musûlâ-i Süleymâniye’den Edirne Müderrisliği’ne yükseltildi. 1318/1900 tarihinde vefat eden SeyyidMehmed Hilmi Efendi’nin kabrinin yeri bilinmemektedir.
SeyyidMehmed Hilmi Efendi’nin talebesi Emir AhmedBahâüddin Efendi’ye verdiği nesih ve sülüs hüsn-i hat dallarındaki icâzetnâme Antalya Kaleiçi Etnografya Müzesi’ndedir. 37.5x30 cm ebatlarındaki eser Topkapı Sarayı Müzesi’nden gönderilmiş, Antalya Müzesi envanteri’ne 20 Nisan 1972 tarih ve 68.22.72 envanternosu ile kaydedilmiştir. Sülüs besmele ile başlayan eser, nesih hattı ile Arapça yazılı bir hadîs-i şerif ile devam etmektedir. Hadîs-i şerif meâlen şöyledir:
“Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem’den- sahih bir senetle rivâyet olunduğuna göre şöyle buyurdu: “Kim güzel yazı ile bismillâhirrahmânirrahîm yazar ve onu güzel yaparsa ona Cennet vardır” Allah’ın râsûlü, Allah’ın habîbi doğru söyledi” Hadîs-i şeriften sonra oval bölüme SeyyidMehmed Hilmi Efendi Arapça olarak, talebesi EmîrAdmehBahâüddin Efendi’ye icâzet verdiğine dâirmeâlen şu ifâdeleri yazmıştır:
“İnsana bilmediğini öğreten, kalemi ve levhi yaratan Allah’a hamdolsun. Kalemin sustuğu ve konuştuğu adet miktarınca Efendimiz Muhammed’e, ailesine ve mükerrem ve muazzam ashabına Allah salât ve selâm eylesin. Allah azze ve cellenin buyurduğu gibi “Yarattıklarında dilediğine ziyâde eder” ve Peygamber aleyhisselâmın buyurduğu gibi “Güzellik hakkı açıkça arttırır”.
Bundan sonra bu güzel kıt’ayı yazan kişi izne hak kazanmıştır. Onun ilminin ve marifetinin artması ve murad ve maksadına kavuşması için Allah’a tazarru ve niyaz ederek, bunu yazan Emir AhmedBahâüddin Efendi’ye yazdıklarının altına imzasını atmasına izin verdim. Duâcı, Seyyid Mustafa İzzet Efendi’nin talebelerinden SeyyidMehmed Hilmi. Sene 1312/1894.”
Kısmen yıpranmış olan eserin süsleme özellikleri dönemine ait barok tarzında, dış kenarlar altın ile iri ve birbirini takip eden yaprak motifleriyle, yazı kenarları ve iç çerçeve cetvelleri altın ile, iç kısımda ise yazı içi ve kenarları çiçek demetleri ile tezyin edilmiştir.