Antalya Selçuklular tarafından fethedildikten sonra, şehir ticârî bir liman olması yanında donanma üssü hâline de gelmiş ve Antalya valilerine, sâhillerin idâresi elinde olan anlamında “melikü’s-sevâhil”, “emîrü’s-sevâhil” unvanları verilmiş, bu unvanlar Tekeoğulları’nın beyleri için de kullanılmıştır.
Yivli Minâre Camii Külliyesi içerisinde yer alan Selçuklu Sarayı’nın bânisi Tekeoğlu Sutânu’s-Sevâhil Emir Mübârizeddin Mehmet Bey olduğundan, Tekeoğullarıyla alakalı kısa bir malumâtın dercedilmesi gerekmektedir.
Osmanlı Devleti’nin toprak tasarruf sistemini ve bu sistemin dayandığı hukûkî ve mâlî esasları bütün ayrıntılarıyla izah eden 1653 tarihli “Sofyalı Ali Çavus Kanununnamesi”nde: “….Teke ise adını, 1300 yılında Antalya Bölgesi’nde Tekeoğulları tarafından kurulan ve 1426 yılında varlığı sona eren Beylikten almıştır.
Yukarıda adı geçen Hamidoğulları, aslında Tekeoğulları’nın mensup olduğu Teke Aşireti’nin bir bölümü idi. Tekeoğulları, Selçuklu Devleti’nin bir uç beyi iken, bu devletin inkıraza sürüklenmesi üzerine istiklâlini ilan etmistir.” denilmektedir.
Evliyâ Çelebi Seyahatnâme’sinde Atabek Armağanşah Medresesi hakında bilgi verdikten sonra: “… ve medresenin mukâbelesinde yol aşrı darbhâne medresesi Sultan Keyhüsrev hatununundur” ifâdelerine yer verir. Bu açıklamalardan Selçuklu Sarayı’nın, Osmanlı Devleti döneminde medreseye tebdil edildiği ve Antalya’nın idârî merkezinin başka bir mekâna taşındığı anlaşılmaktadır.
Yivli Minâre Camii ve Külliyesi içerisinde yer alan Selçuklu Sarayı’nın kitâbesi okunamadığından dolayı araştırmacılar söz konusu yapı için; “İmâret Medresesi”, “Antalya Selçuklu Sarayı”, “Selçuklu Medresesi” ve “Ulu Camii Medresesi” gibi isim tahminlerinde bulunmuşlardır. Atabek Armağanşah Medresesi’nin olduğu yerin birkaç adım karşısına başka bir medresenin yapılması ise mantıklı değildir.
Selçuklu Sarayı kitâbesi üzerinde yaptığımız çalışmalar sonucu, Selçuklu Sarayı’nın kim tarafından ve ne zaman yapıldığı tespit edilmiştir. Tespitlerimize göre, Antalya’yı 12 yıl sonra 14 Mayıs 1373 tarihinde geri alan Sutânu’s-Sevâhil Emir Mübârizeddin Mehmet Bey, kale sur ve burçlarını tamir ettirmiş, Yivli Minâre Camii Külliyesi’nde yapmış olduğu îmar çalışmaları sırasında Külliye alanında yer alan Atabek Armağanşah Medresesi karşısına Selçuklu Sarayını (Hükümet Konağı) inşa ettirmiş ve aynı tarihlerde açılışını yapmış olmalıdır.
Zira Mehmet Bey’in ünvânları olan ve Yivli Minâre Camii kitâbesi ve Zincirkıran Türbesi kitâbesinde de yer alan “Mübârizü’d-devleti” ve “Emîrü’s-Sevâhil” ünvanlarının bir benzerinin Selçuklu Sarayı kitâbesinde de olması bunu doğrulamaktadır. Bir başka açıdan bakıldığında, Mehmet Bey’in yapı kitâbelerinde olup da diğer Selçuklu sultanlarının dönemine âit kitâbelerde olmayan (el-hamdü lillâhi ‘alâ fazlihî ve nü’amâihi ve lutfihi) ibârelerinin 1373 yılı fetihten sonra kullanılan ibâreler olduğu ve Mehmet Bey tarafından Yivli Minâre Camii kitâbesinde de benzer ifâdelere yer verildiği görülmektedir.
Antalya’nın fethinden sonra, Yivli Minâre Camii Külliyesi’nin yer aldığı bölgede hükümet konağınında olması gerektiği âşikârdır. Nitekim şehri fetheden I. Gıyâseddin Keyhusrev Müslüman halkı orta kalenin (İzzeddin Keykâvus Surları) batı kısmına, gayr-i müslim tebeayı da orta kalenin doğu kısmına yerleştirmiştir.
Gayr-i müslim tebeanın olduğu yerde ise idârî yapıların olmadığı bilinmektedir. Mehmet Bey zamanında şehrin idâre merkezi olan bina ise, Yivli Minâre Camii Külliyesi’nde yer alan Selçuklu Sarayı’dır.