17. yüzyılda ( 1671-1672 yılları) Antalya’ya gelen Evliyâ Çelebi, şehirde Cuma kılınan 11 cami, 7 medrese, 17 sıbyan mektebi, 1 dârü’l-hadis, 1 dârü’l-kurâ, 7 tekke, 1 mevlevî-hâne, 9 han, 8 hamam ve çok sayıda mescidin mevcut olduğunu bildirir.
Selçuklu ve Osmanlı döneminde her yerde olduğu gibi Antalya’nın mahalleleri de, genellikle mahallede bulunan cami ve mescitlerin isimleriyle adlandırılmıştır: Câmi-i Atîk (Yivli Minâre) Mahallesi, Cami-i Cedîd (Korkut Camii) Mahallesi, Muratpaşa Mahallesi, Bali Bey Mahallesi, Karatay Mescidi Mahallesi, Ahi Yusuf Mescidi Mahallesi, İskender Çelebi Mescidi Mahallesi gibi.
Selçuklu ve Osmanlı döneminden bize miras kalan ve yüzyıllarca Antalya mahallelerine ismini veren Antalya’nın simgeleri cami ve mescitlerden, yapılan tahribatlar sonucu günümüze çok azı ulaşabilmiştir. Antalya Kaleiçi’nde günümüze ulaşamayan kayıp mescitlerinden Arslanlı Çeşme Mescidi ile İskender Çelebi Mescidi’ne yer verdiğimiz geçen haftaki makâlemize kaldığımız yerden devam edelim:
3. MECDÜDDİN (ÜÇKAPILAR) MESCİDİ: Barbaros Mahallesi, İmâret Sokak, Üçkapılar’ın iç tarafında ve bitişiğinde. Kitâbesi yok. Planı müstatil şeklindedir. Duvarlar moloz taş ahşap hatıllı, kârgirdir. Kapı ve pencereler ahşap kasalıdır. Üstü, dört satıhlı alaturka kiremitli çatı ile örtülüdür. İçi: Çıtalı asma tavanlıdır. Ortasında müstatil şeklinde kabartmasız ve işlemesiz bir göbek vardır. Tavan XIX. Asır başı stilindedir. Mihrap dâirevî kemer basit bir niştir. Minber yoktur. Sahibi VAKIFLARDIR. Vakıflar tarafından mesken olarak! kiraya verilmiştir.
Mecdüddin Mescidi, H.937/M.1530-31 tarihli XVI. Yüzyıl Osmanlı arşivlerindeki belgelerde, mukâtaa, bahçe ve dükkanlardan sağlanan gelirler ile, zemin-i dükkan ve bağ kiralarından elde edilen 640 akçe gelire, H.1015/M.1606-1607 tarihinde ise 1180 akçe vakıf gelirine sahiptir.
Mecdüddin Mescidi’nin, Osmanlı’daki erken dönem kayıtları, mescidin Selçuklu döneminde, Antalya’nın fâtihi I. Gıyâseddin Keyhusrev’in emriyle, hocası Mecdüddin İshak adına yaptırıldığı kanaatini oluşturmaktadır.
(1955 yılında var olan ve fotoğrafları bulunan Mecdüddin Mescidi de günümüzde Kaleiçi’nin kayıp mescitlerindendir. Akibeti ile alâkalı herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.)
4. HAS BALABAN MESCİDİ: Tuzcular Mahallesi’nde bulunan Selçuklu dönemi Has Balaban Mescidi’nden geriye kalan sadece kitâbesidir. Antalya Müzesi’nde olan kitâbesinde, III. Gıyâseddin devrinde H.674/M.1276 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Arapça olan kitâbesinin Türkçesi şöyledir: “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve âhiret gününe îmân eden kimseler îmar eder. Bu mübârek mescidin yapımını, en büyük sultan, dünyanın ve dinin yardımcısı, Kılıç Arslan oğlu fetih babası Keyhusrev devleti günlerinde, zayıf kul Ali oğlu Muhammed’e –Allah onu affetsin- 674/1276 senesinde emretti.” 1606-1607 yılı Osmanlı arşivlerinde Has Balaban Mescidi’nin 4567 akçe vakıf geliri bulunmaktadır.
Arşiv ve belgelerden elde edebildiğimiz bilgilerle, Antalya’nın geneli değil, dört tanesi hakkında bilgi verdiğimiz Kaleiçi’nin kayıp mescitleri şunlardır: Aslanlı Çeşme Mescidi, Mecdüddin Mescidi, Hâs Balaban Mescidi (1275), İskender Çelebi (Musallâ) Mescidi (1508), Ekşili Mescid (1546), Alâüddin Halife Mescidi, Arab Reis Mescidi, Bâb-ı Kal’a Mescidi, İbni Tuzcu Mescidi, Mescid-i Hacı Nebi der Bâb-ı İskele, Penbeci Mustafa Mescidi.