Antalya Kaleiçi Alaaddin Keykubad Surlarındaki dördüncü bur Emir Yahya b. Ebî Bekir’e âittir. Emir Yahya b. Ebî Bekir’in hayatı hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlayamadık. Sinop kalesinin ikinci burcunun üzerinde 612/1215 tarihli ve “Bedreddin Ebu Bekir sahibi simre” yazılıdır. Bir de Sahip Ata Fahrettin Ali’nin dedesi el-Hâc Ebu Bekir adında bir zât daha vardır. Bu kitâbenin hangisine âit olduğu belirsizdir.
Antalya Kalesinin yıkım çalışmalarından Yahya b. Ebî Bekir burcuda nasibini almış, burcun büyük bir kısmı yıkılmıştır. Günümüzde burcun ve devamındaki sur dizesinin güney kısmında cafe-bar tarzı bir işletme bulunmaktadır.
Sanat eseri hüviyeti yanında, hukuk, idare, sosyal yaşantı, siyaset, iktisat, din, edebiyat, dil v.b. alanlara birinci dereceden kaynaklık eden Selçuklu taş kitâbelerinin yüzyıllardır birçok bâdireler atlatmış olması kaçınılmazdır. Ancak; “Antalya kasaba surları muhtelif devirlerin mahsulü olmak ve hâssaten Selçukîlere âit müteaddit kitâbeleri hâvî bulunmak itibariyle çok mühimdir..” cümlesiyle başlayan iki sayfalık vilâyet müfettişinin raporu olmasına rağmen, Antalya kale surlarının büyük bir kısmının 1930’lu yıllarda maalesef yıkılması ve yıkım esnasında sayısız eser ve kitâbenin kaybolması anlaşılır gibi değildir. İlim, irfan ve sanatla Anadolu coğrafyasını yoğuran Selçuklu medeniyetinin, Antalya’da yüzyıllardır ayakta duran, Selçuklu izlerinin bâkiyesi olan ve her türlü eziyeti gören âbidevî eserler, yetkililerin ilgi, alaka, bakım ve muhafazasına muhtaç haldedir.
Süleyman Fikri Erten, Antalya Livası adlı eserinde üçüncü kitâbe olan Tuğrul Burcu kitâbesini okuduktan sonra dördüncü kitâbe hakkında; “Yine bu mahallede Lü’lü Ahmed Efendi’nin hânesinde bulunup Antalya Müzesi’ne nakledilmiş âtideki kitâbe vardır” şeklindeki açıklamadan sonra kaydettiği kitâbe Yahya b. Ebî Bekir burcu kitâbesidir. Yine Erten’in, Antalya Livası Tarihi adlı çalışmasının 60. sayfasında kitâbe ile alakalı yaptığı ; “Bu kitâbenin irtifâı bir metre sekiz santim ve arzı doksan santim olup hurufâtın irtifâı 21 santimdir” şeklindeki açıklama dördüncü kitâbenin ölçülerine âittir.
Yılmaz-Tuzcu, Antalya Türk Dönemi Kitâbeleri adlı çalışmalarında Yahya b. Ebî Bekir Burcu kitâbesini hatalı bir şekilde, kitâbesi kayıp olan altıncı burcun kitâbesi olarak yerleştirmişlerdir.
108x90 cm ebatlarında olan kitâbe, mermer üzeri 4 satır Selçuklu celî sülüsü ile yazılmıştır. Kitâbe, Antalya Müzesi Envanteri Defteri’nde; “Kitâbe, Mermer, Antalya’da bir evden, Müzeye geldiği tarih 18 Ağustos 1336, 1920” açıklamalarıyla, 9 sıra no ve 33 kayıt no ile kayıtlıdır. Kitâbe şöyledir:
TÜRKÇE OKUNUŞU: Emera bi-hâzihi’l-‘imâreti es-Sultânu’l-Mu’azzamu Şâhinşâhu el-a’zamu ‘ala’d-dünyâ ve ed-dîni Sultânu’l-berri ve’l-bahri Ebu’l-fethi Keykubâd bin es-Sultânu’ş-Şehîdu Keyhusrev e’azzellâhu ensârahu ‘alâ eydi’l-‘abdi’d-da’îfi Yahyâ bin Ebî Bekir fî seneti isney ‘ışrîne ve sittemiete
TÜRKÇE ÇEVİRİSİ: “Bu yapının, Büyük Sultan, En büyük şahlar Şâhı, Din ve Dünyanın Yücelticisi, Denizin ve karanın Sultanı, Şehid Sultan Keyhüsrev oğlu Fetih Babası Keykubâd –Allah zaferlerini kutlu kılsın- zayıf kul Yahya b. Ebî Bekir eliyle yapılmasını 622/1225 senesinde emretti.”.