Necmi ATİK

Necmi ATİK


ANTALYA KALEİÇİ (Atabey Armağanşah Medresesi)

23 Mayıs 2019 - 00:03

Armağanşah Ertokuş’un azatlı kölelerinden olan Mübârizüddin Hacı Armağanşah, Sultan II. Gıyâseddin Keyhusrev’in oğlu İzzeddin Keykâvus’un atabeğidir. II. Gıyâseddin Keyhusrev’in cülûsunda üstâdü’d-dâr’lık (saray nâzırlığı) yapmıştır.
Sultan II. Giyâseddin Keyhusrev tarafından 635/1237 yılında oğlu İzzeddin Keykâvus’un atabeyliği kendisine verilmiştir. Atabeylik ünvanının 637/1239 tarihli medrese kitâbesinde bulunması bunu teyit etmektedir. Hacı Armağanşah bir kaç yıl atabeylik mevkiinde kalmıştır.

 II. Gıyâseddin Keyhusrev kendi kardeşleri olan Kılıçaslan ve Rükneddin’i öldürmek için Armağanşah’ı, Borgulu Kalesi’ne göndermiş, ancak Armağanşah, Kılıçaslan’ı ve Rükneddin’i öldürmemiş, durumu sultandan ve Sadettin Köpek’ten gizleyerek geri dönmüştür.
Armağanşah, Amasya Subaşısı iken Baba İshak ayaklanmasını bastırmış, Baba İshak’ı zâviyesinden çıkartıp kale surlarında astırmıştır. Bu duruma öfkelenen Türkmenler, Hacı Armağanşah’ın ordusuna saldırarak, 646/1248 yılında Armağanşah’ı şehid etmişlerdir.
Antalya’da yirmi iki yıl subaşılık yapan Mübârizüddin Ertokuş tarafından yetiştirilen Armağanşah’a, Ertokuş, vakıflarının tevliyetini vermiştir. İbni Bibî, Armağanşah’ın cömertliği, dindarlığı ve ahlakı ile maruf olduğunu söyler.

II. Gıyâseddin Keyhusrev’in emriyle, Atabey Armağanşah tarafından Kaleiçi’ne yaptırılan  medrese; Yivli Minare Camii, Selçuklu Sarayı, Mevlevîhane, Hamam, Zincirbozan Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi’nden oluşan Yivli Minâre külliyesinin bir parçasıdır.
Günümüzde devam eden Armağanşah Medresesi kazı çalışmalarında, medreseye âit odalar, Yivli Camii içerisindeki sisteme benzer isâle hattı, Selçuklu ve Osmanlı dönemine âit birçok tarihi eser kalıntısı ile medresenin kuzeyinde ve batı kısmında Yivli Minâre’nin kenarlarında,  uzun yıllar bilmeden üzerlerinde insanların gezdiği mezarlar ortaya çıkarılmıştır.

Daha önce yapılan Yivli Minâre Camii restorasyon çalışmalarında, Yivli Minâre’nin batı kısmında da mezarların bulunması, Yivli Minâre’nin çevresinin bir hazire olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Eyliyâ Çelebi, Seyâhatnâme’sinde Yivli Minare Camii hakkkında bilgiler verdikten sonra Atabek Armağanşah Medresesi ile alâkâlı şu malûmatları kaydetmiştir: “…ve cami’e muttasıl medresenin kapısı üzre tarihi budur el-mülkü lillâhi’l-vâhidi’l-kahhâr …”  Evliyâ Çelebi’nin açıklamalarından, Atabek Armağanşah Medresesi’nin, Yivli Minare Camii’ne bitişik olduğu anlaşılmaktadır.
Günümüzde de in-situ hâlinde olan Armağanşah Medresesi kitâbesini Süleyman Fikri Erten; “Yivlim Minâresi kurbünde bulunan Selçuk Medresesi’nin kapısındaki kitâbe” açıklaması ile, 1940 yılındaki çalışmasında; “Alâeddin Medrese’si kapısında (Burası şimdi müzedir)” açıklaması ile okumuştur. Bilindiği gibi, Yivli Minare Camii ve bahçesinde yer alan Armağanşah Medresesi, 1932-1972 yılları arası tam 40 yıl maalesef müze olarak kullanılmıştır.

Atabey Armağanşah Medresesi’nin taç kapısı üzerinde yer alan 96x55 cm ebatlarında, mermer üzeri Selçuklu celî sülüsü ile altı satırlık Arapça kitâbesinin Türkçe tercümesi şöyledir:

“Mülk tek olan Allah’ındır. Bu mübârek medresenin yapımını,  En Büyük Sultan, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, dünya ve dînin yardımcısı, Müminlerin Emiri’nin ortağı, Fetih babası Keykubad oğlu Keyhüsrev -Allah onun sultanlığını kalıcı kılsın- devleti zamanında, zayıf kul, Rabbi’nin rahmetine muhtac Atabek Armağanşah’a 637/1239 yılında emretti.”

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar