Ahi Evran’ın yetişrtirip Antalya’ya gönderdiği âlim ve velîlerden biri olan Ahî Yusuf hazretlerinin Antalya Kaleiçi Mermerli mevkiindeki türbe ve zâviyesinin kuzey kısmında yer alan Ahî Yusuf Camii, II. İzzeddin Keykâvus tarafından 647/1249 yılında yaptırılmıştır.
Günümüzde son iki satırı toprağa gömülü vaziyette olan Ahî Yusuf Camii kitâbesi, Ahî Yusuf Camisi’nin hazîresinde bulunmaktadır. Osmanlı döneminden kalma kitâbeli iki kabrin arasında yer alan ve Selçuklu celî sülüsü ile somaki mermer üzerine hakkedilmiş Ahî Yusuf Camii kitâbesi 38 cm çapında ve 1,63 cm uzunluğundadır.
Besmele kısmı kaybolmuş kitâbenin üst tarafında Âyetü’l-kürsî yer almakta, son kısmında ise üç satır hâlinde şu bilgilere yer verilmektedir: “Umira hâza’l-câmi’u’l-mübârekü fî şuhûri senete seb’a ve erbe’îne ve sittemiete” , “Bu mübârek câmi 647/1249 senesinin aylarında îmâr edildi”
Ahî Yusuf Camii, Ahi Kızı Mescidi ve Karamolla Makbulağa Mescidi gibi Antalya Kaleiçi’nde Anadolu Selçuklu döneminden günümüze gelebilmiş nâdide târihi eserlerdendir. Kuzey duvarındaki mermer sütunlu, yuvarlak kemerli ve tuğladan inşâ edilmiş kapı ile girişi olan cami 1992 ve 2008 yıllarında onarımdan geçirilmiştir.
Bu onarımlar sırasında caminin sivri kemerli pencereleri, kesme taş görüntüsü, kuzey kısmı giriş kapı üstü penceresi gibi Selçuklu mîmâri özellikleri tamamen kaybolmuştur. 1955 yılında eski eserler müfettişi Kemal Turfan tarafından kaleme alınan raporda caminin vasıfları şöyle yazılmıştır:
Kare planlıdır. Duvarlar moloz ve kesme taş kârgirdir. Kapı ve pencereler ahşap lento üstünde sivri kemerlidir. Batı yanda sivri kemerli geniş bir pencere, yukarıda küçük üç pencere vardır. Saçaklar kornişlidir. Alaturka kiremitli, dört satıhlı, ortası alemli çatı ile örtülüdür. İçi: Köşelerin yukarısı düz pandantifli ve üstü sağır kubbe ile örtülüdür. Mihrap dâirevî kemerli bir niştir. Minber tahtadır ve çürümüştür. Son cemaat mahalli yıkılmıştır. İki granit sütun arasında kesme taş derin kornişli sövesi olan kapı ve sütunla aradaki boşluk tuğla ile doldurulmuş kapı heyeti mücerret halde ayakta durmaktadır”
Ahî Yusuf Camii ile Ahî Yusuf Zâviyesi arasındaki doğu duvarı yol cephesine II. İzzeddin Keykâvus tarafından bir çeşme yaptırılmıştır. Kaleiçi’ndeki yegâne Selçuklu çeşmesinin 56x59 cm ebatlarındaki kitâbesi, mermer üzeri dört satır Selçuklu sülüsü ile yazılmıştır. Kitâbede: “Fî eyyâmi devleti’s-Sultâni’l-A’zami zillullâhi fi’l-‘âlemi ‘izzi’d-dünyâ ve’d-dîni ……….. sittemiete” “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Din ve dünyanın izzeti, En Büyük Sultan’ın devleti günlerinde ……600?” yazılıdır. Çeşme dâirevî kemerli moloz taş cephelidir. Antalya Kaleiçi’nde yollar dolgularla çok yükseldiğinden, çeşmenin yalağı maalesef toprak altında kalmıştır.
Camisi, medresesi, zâviyesi ile külliye özelliği taşıyan Ahî Yusuf’a atfedilen yapılar, zaman zaman çeşitli onarımlardan geçirilmiştir. Selçuklu döneminin farklı özelliklerini taşıyan bu yapılar, onarım çalışmaları sırasında tahrip edilmiş, dönemine âit özellikler kaybolmuştur. Ahî Yusuf Çeşmesi bu tahribatların zirvesine çıkarak, 800 yıla yakın taşımış olduğu orijinal ismi olan Ahî Yusuf Çeşmesi ismini de kaybederek, taşa kazınıp çeşme üzerine yerleştirilen “SEMA YAZAR ÇEŞMESİ” ismi ile peydâ oluvermiş. Eski eserlerin onarımını üstlenenlere, onardıkları eserlere isimlerini verme hakkı hangi hak ve yetkiyle verilmiş bilmiyoruz ama, Allah, Antalya’daki diğer târihi eserlerin isimlerini muhâfaza buyursun!