Unutmak doğamızda var. Gerekli bir şey de zaten. Fakat bazı şeyleri sık sık yahut ara ara kendimize hatırlatmadığımızda bunların olumsuz sonuçlarını fark ederiz ve yıllar geçer bu kaçırdıklarımıza üzülür buluruz kendimizi. Kendimde bu konuda çatlakların olduğunu gözlemledim fakat bu önemli gördüğüm şeyleri hiç unutma niyetinde de değilim ve bir çözüm yoluna gitmeye karar verdim. Sizde benim gibi bir şeyleri hatırınızda tutmaktan mustaripseniz bu yazıya kulak verin.
Hayatımızın olağan akışında olmasını istediğimiz şeylerin yanında bir de güzel günlerden nasiplenme niyeti, şuuru hep uyanık tutma meyli beni bu çözüme yöneltti. Elbette bunlar alışkanlık kazanmayla devam ettirilebilir. Ancak alışkanlık için de belli bir emek ve sık yapılan tekrar gereklidir. Bu da öncellikle o şeyi hep hatırda tutmaktan geçiyor.
Öncelikle neyi unutuyoruz ve bu unuttuğumuz şey ne kadar öneme sahip? Eğer yeteri kadar önemli görüyorsak bunu hemen not alıyoruz. Belli başlı şeylerin yanında herkesin kendi hayatında farklı yöne eğilim gösterdiği alanlar vardır. Bu anlamda bireysel bir yönü de var bu takvimin. Hatırımızda tutmak istediğimiz şey maddi kaynaklı ya da manevi kaynaklı olabilir. Ben burada öncelikle genel şeylerden yol almak istedim. İnanç, tarih, kültür, gelenek… Bunlar için düşüncem öncelikle özel günlerimizin haftasında o günü anlatan sağlam bir kaynaktan okuma yapmak. Bu özel günler dini – mili günler olmasının yanında tarihimizde yaşanmış ve bizi toplumsal anlamda kötü olarak etkilemiş günlerle de ilgili olmalı. Görsel kaynaklarla da beslenmeli. Ve çevremizde bununla ilgili etkinlik yahut müze varsa muhakkak buraları ziyaret etmeli. Kültür deyince seyahat olmazsa olmazdır. Yılda en az bir kez de kültür gezisi geçekleştirmeli.
Gelelim bireysel anlamda özel gördüğümüz şeylere. Takvimin kendine haslığı burada başlıyor. Aralıklarını yine herkes kendi belirleyerek misal yaşlılar evine gidilebilir ya da çocuklar yurduna. Mezarlıklar, hastaneler ziyaret edilebilir. Buralara çekinceli yaklaşan insanlar vardır. Şunu söyleyebilirim ki çekincelerimiz boşadır. Çünkü bu saydığım yerlerdeki insanlar yola dalıp hep birilerini beklerler. Ki bizlerin de buralardan kazanacağımız manevi duyguları ve hayata bakışımızı değiştireceğini sanırım anlatmaya gerek yok. Maddi kaynaklı olarak da bir gün aklımıza parlak bir fikir gelmiştir ya da kendimize bir hedef koymuş unutmuş, atılım gösterememişizdir. Yine bu ve bunun gibi yapmak istediğimiz şeyleri takvime not alıp planlayabiliriz.
Görüyoruz ya her şey niyette, emekte, çabada, sürekli hatırda tutmakta. O halde iş takvimi hazırlamakla başlasın. Herkes kendi takvimini kendi oluştursun ve uymak için de çaba göstersin. Eminim ömrümüzce geçecek en verimli yıl yaşayacağımıza. O zaman haydi…