25 Eylül Kürt Bağımsızlık Referandumunda Kerkük
Bilindiği üzere KDP Başkanı Mesut Barzani, Mart 2017’den itibaren Kürt Bölgesinde referandum yapılmasından bahsetmeye başlamıştı. Bu referanduma aslında KYB de karşı değildi, ancak sözde ihtilaflı bölgelerde referandumun yapılmasını bir tehlike olarak gördüğü için temkinli davranıyordu.
Barzani ise, Kürt kökenli ve ayrıca Amerikan vatandaşı olan dönemin Kerkük Valisi Necmettin Kerim’i ve İl Meclis Başkanı Ribvar Talabani’yi yanına alarak Kerkük’ü de bu referandum kapsamına alarak adeta bir oldu-bitti ile Kerkük’ü Kürt bölgesine tamamen dahil etmek istiyordu. İlk adım olarak, Kürt Bayrağını Kerkük’ün resmi kurumlarının gönderine çekmekle başladı.
Doğrusu bu bir nabız yoklaması anlamında idi. O tarihlerde Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi, yardımcısı Hasan Turan ve Selahattin Milletvekili Niyazi Mimaroğlu Irak Parlamentosunu adeta ayağa kaldırdılar ve bu duruma karşı çıktılar. Araplardan da itiraz sesleri yükseldi ama cılızdı düzeydeydi. Netice olarak bayraklar indirildi ama Kerkük’ün referanduma dâhil edilmesi konusundan vazgeçilmedi.
25 Eylül 2017 tarihinde başta Türkiye olmak üzere (İsrail hariç) bütün ülkelerin, Özelliklede Türkiye’nin ciddi uyarılarına rağmen referandum yapıldı ama Araplar ve Türkmenler Kerkük ve diğer ihtilaflı bölgelerde sandığa gitmedi. Böylece referandum bütünüyle suya düşmüş oldu. 17 Ekim 2017’de Irak Merkezi Hükümeti’in KYB üzerinde kurduğu baskı neticesinde bu partiye ait Peşmergeler vukuatsız bir şekilde Kerkük’ten çekilmek zorunda kaldılar. Bağdat’a bağlı Terörle Mücadele Birlikleri Kerkük’e girmeye başlayınca birkaç saat içerisinde Kerkük Valisi ile Kerkük İl Meclis Başkanı Kerkük’ten apar topar kaçtılar.
Yeni Dönemde Kerkük
17 Ekim 2017 gününden itibaren günümüze kadar devam eden yeni bir dönem başlamış oldu. Sünni Arap kökenli olan Rakan Sait Ali Cuburu Bağdat Hükümeti tarafından Vali Vekili tayin edildi. İlaveten Eski vali ve İl Meclis Başkanı hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Şehirde sükûnet bir nebzede olsa sağlanmış oldu ancak sorunlar tabi bitmedi. Birkaç defa Peşmerge kuvvetleri şehre girerek KYB’nin binasının ve bazı şubelerinin gönderine Kürt bayrağı astılar ancak Merkezi Hükümetin Terörle Mücadele Birlikleri bu bayrakları indirtti.
12 Mayıs 2018 tarihinde Irak genelinde yapılan seçimlerle ilgili olarak seçim sonuçları açıklandığında Türkmenler, Kerkük’te seçim sonuçlarına KYB lehine müdahaleler olduğunu tespit ederek bu durumu hemen kamuoyu ile paylaştılar. Yapılan incelemeler neticesinde seçim cihazlarının seçimden birkaç gün önce Süleymaniye’ye götürülerek KYB’nin istediği şekilde formatlandığı tespit edildi.
ITC(Irak Türkmen Cephesi), Irak Seçim Kurulu’na şikayetini iletti ancak ne yazık ki sonuç değişmedi. Böylece KYB’nin istediği sonuç kabul edilmiş oldu. Seçim sonucunda altı Kürt üç Türkmen ve üç de Arap milletvekili Irak Parlamentosuna gidebildi. Bunun üzerine Kerkük’te Türkmenler tam 28 gün nöbet tutarak ve meydanları doldurarak eylemler yaptılar ama ne yazık ki buda fayda etmedi, sonuç değişmedi.
Seçimden altı ay sonra Şii siyasetçi Adil Abdulmehdi hükümeti kurarken Türkmenleri dışlayarak siyasi süreçten uzaklaştırmaya gayret etti. Oluşturulan yeni kabinede nüfusu birkaç bini geçmeyen Hıristiyanlar bile bir bakan tarafından temsil edilirken, kabinede hiçbir Türkmen’in yer almaması, Kerkük konusunda yeni oyunların oynanacağının adete işareti idi.
Nitekim Adil Abdulmehdi, Terörle Mücadele Kuvvetlerini Kerkük’ten çekerek yerine Özel Kuvvet Askerlerini gönderdi. Bu kararın şimdilik Peşmergenin Kerkük’e girişini sağlamadığı, ancak ileride şehirdeki dengeyi bozacağı endişesi bütün Türkmen ve Araplarda tezahür ettiği söylemek mümkündür.