Doğu Türkistan’da yaşanan dramları konu aldığım çalışmamda bölgenin tarihini ve bölgedeki Türk varlığını sosyolojik ve tarihi bir perspektifle değerlendirerek siz değerli okuyuculara sunmak istiyorum.
Her Türk ve Müslüman’ın içini acıtması gereken bir konu…
Doğu Türkistan’ın doğusunda işgali altında bulunduğu Çin, Moğolistan ve Tibet; batısında Batı Türkistan; kuzeyinde Sibirya; güneyinde ise Hindistan, Pakistan ve Tibet bulunmaktadır.
Doğu Türkistan’ın yüzölçümü Yaklaşık 2 milyon km kareye yakın olup; Türkiye’nin yaklaşık olarak üç katı bir büyüklüğe sahiptir. Doğu Türkistan Asya’nın tam ortasında olması nedeniyle tarih boyunca stratejik bir öneme sahip olmuştur.
Araştırmacılara göre Doğu Türkistan’ın kömür rezervi 1 trilyon 50 milyar ton olup, Çinliler 1949-1989 yılları arasında bunun ancak 250 milyon tonunu çıkarabilmişlerdir. Doğu Türkistan’da 66 altın yatağı mevcut bulunmaktadır. Daha bitmedi…
Doğu Türkistan’da petrol rezervi yaklaşık 18 milyar ton olarak hesaplanmıştır. Tüm doğal kaynak zenginliğiyle içinde yaşadığımız yüzyılın “Kuveyt”i olarak da adlandırılmaktadır. Türk medeniyet tarihinde çok önemli yer tutan Uygurların en büyük boyları bu bölgeye gelmiştir.
Uygur boylarından bazıları da Kansu adındaki bölgeye gelip yerleşmişlerdir. Bu yüzden onlara Kansu Uygurları veya bilinen adıyla “Sarı Uygurlar” da denilmektedir. 1759’da Çin orduları Kaşgar ve çevresini işgal ettiler.
Türkler, vatanlarını kahramanca savunmalarına karşın yenilmiş ve Çin’liler 3 yıl içinde yaklaşık olarak 1 milyon 200 bin Türk’ü öldürmüş ve yine yaklaşık olarak 12.000 Türk’ü de Çin içlerine kadar sürmüştür.
1826 yılında Burhaneddin Hoca’nın torunu Cihangir Bey Kırgızların yardımıyla Kaşgar’ı ele geçirip Yarkent ve Hotanı da içine alan bir devlet kurmuştu. 1847 de Çin kalabalık ve güçlü bir orduyla bu devleti de yıkarak bölgeyi istila etti.
TÜRK’ÜN DÜŞMANI SAYMAKLA BİTMEZ
1852 yılında Miralay Blaramberg kumandasındaki Rus ordusunun Akmescit’e saldırısı Yakup Bey tarafından püskürtüldü. Yakup Bey, 1866 yılında, Kaşgar Hanlığını “Atalık Gazi Devleti”ni kurdu. 1860’lı yıllardan sonra yaşanan olumsuz gelişmelerden dolayı Yakup Han Osmanlı Devletine elçi göndererek Uygur Türkleri’ne yardım istedi.
Osmanlı Sultanı Abdülaziz’in talimatıyla Osmanlı Devleti, Kaşgar ordusunu eğitecek subaylarla birlikte yaklaşık 2000 tüfek, 6 adet Krupp topu, Kaşgar’da imal edilmek üzere kapsül ve barut imal aletleri gönderdi. 1875 yılında Uygurlar halife adına hutbe okutmaya başlayarak, sikkeleri Abdülaziz adına bastırdılar.
Batıya yayılmayı ve Rus istilasının önüne geçmeyi planlayan Çin, 1869 da yaklaşık 89 bin kişilik orduyla harekete geçti. Ruslarla bir anlaşma imzalayan Çinliler lojistik yardım aldılar. Yakup Han, Osmanlı Devleti’nden yardım istese de 1877-1878 Rus harbi nedeniyle bu yardım gerçekleşemedi.
Yakup Han’ın 1878 yılında ölümü üzerine Kaşgar Çinlilerce işgal edildi. Çinlilerin ilk yaptıkları iş, 60 bin kişilik Kaşgar ordusunu tamamen katletmek oldu. Ayrıca sivil halktan da binlerce insan idam edildi. Çinliler, arsızca işgal ettikleri Doğu Türkistan için “Yeni Sömürge” anlamına gelen “Sinkiang” deyimini kullanmaya başladılar.
1944 yılında Türkler, Şarki Türkistan Cumhuriyetini ilan ederek kurdular. Bu cumhuriyetin başında Ali Han Töre Bey bulunuyordu. 1949’da Çin komünist güçleri Çin’deki mücadeleyi kazanarak Doğu Türkistan’ı tekrar işgal ederek, binlerce Türk’ü öldürdüler ve yüz binlercesini de ana vatanlarından sürdüler. (Devamı yarın…)