Bolivarcı Venezuela İçine Düştüğü Bu Bataklıktan Kurtulabilir mi?
Venezuela’nın bu bataklıktan çıkabilmesi mevcut hükümet tarafından ortaya konulacak yeni bir vizyona veyahut yeni yaklaşımlara ihtiyacı vardır. Bu yaklaşımların başında hükümetin çeşitli ülkelerle olan kavgalara son vererek diplomatik ve ekonomik ilişkileri yeniden kurması geliyor.
Hemen ardından demokrasinin tüm eklentilerinin her anlamda uygulanması, bağımsız yargının yeniden kurulması, insan haklarının tanınması, siyasal af gibi çağdaş dünyanın benimsediği değerlerin yeniden yapılandırılmasını sağlayacak yapısal reformlara, kendi içinde uzlaşıcı bir vizyona girişilmesi ve tüm bunların üzerine tesis edilmesi gereken petrol dışında üretim faaliyet alanlarını inşa ederek gelir kalemlerini çeşitlendirmesi gerekiyor.
Böyle düzenlemelere mali destek sağlayabilmek için Venezuela’nın, sahibi olduğu büyük petrol varlığını şeffaf, parlamento ve yargı denetimine tabi, siyasal karışımlardan uzak olarak yönlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Bu adımları atabilirse Venezuela petrolünü daha iyi koşullarla pazarlayabilir, gelir kaynaklarını artırabilir ve iç barışını sağlayarak ekonomisini kısa sürede toparlayabilir.
Günümüzün dünyası küreselleşmiş görünse de birçok açıdan gruplara bölünmüş durumdadır. Bu gruplar zengin ülkeler – fakir ülkeler, gelişmiş ülkeler – gelişmekte olan ülkeler gibi birçok başlık altında sıralanabilir. İlaveten bu kategoriler arasında en önemlilerinden birisi uygar ülkeler – uygar olmayan ülkeler ayrımına dayanmaktadır. Bir ülkenin uygar olabilmesi için mutlaka zengin ya da gelişmiş olması gerekmiyor.
Zengin görünüp de uygar olmayan ülkeler olduğu gibi zengin olmadığı halde uygar dünyada yer alan ülkeler de mevcuttur. Demokrasi, insan hakları, bağımsız yargı, siyasal hoşgörü gibi temellere dayanmayan bir ülke uygar ülkeler arasında yer bulamıyor. Bu adımları atamamış ülkeler uygar dünya tarafından dışlanıyor.
Venezuela’nın bir yandan kendi hataları bir yandan da ABD’nin bu ülkeye karşı uyguladığı müdahaleci politikalar yüzünden kopup gittiği uygar dünya ülkeleri arasına girebilmesi için elinde altın bir bilezik olarak petrol rezervi bulunmaktadır. Ne var ki bu yetmiyor. Petrolün de yardımıyla yukarıda değindiğim yapısal reformları tüm samimiyetiyle ve özveriyle yapması şarttır. Aksi halde ABD her zaman mevcut ekonomik ve siyasal sorunları bahane ederek kendine yandaş bulabilecektir.
Bu yandaşlar vasıtasıyla ve küresel sistemin argümanlarıyla egemen bir ülkeye sözde devlet başkanı atayabilme gücünü kendisinde her zaman bulabilecektir. Ekonomisi zayıf, halkı fakir ve huzursuz, doğal kaynakları zengin ülkeler ABD’nin ve Batının en sevdiği ülkelerdir.
İnanıyorum ki Venezuela ABD’nin kendisine dışarıdan tayin ettiği sözde devlet başkanına karşı gereken cevabı verecektir. Ama bu sorunlarının biteceği anlamına gelmemektedir. Yapısal ekonomik, sosyal, siyasal ve yargısal reformlar hayata geçirilmezse bu durum daha da kötüye giderek devam edecektir.
Kaynak: www.mahfiegilmez.com (Kendime yazılarım Venezuela)