Eğitim sistemimizin açmazlarından biriside Milli Eğitim camiasın dışında eğitim sektörü oluşturulması hadisesidir. Geçmiş dönemlerde bu sektörün kaymağını FETÖ ve ekipleri götürmüş idi.
Zannedersem Sayın Cumhurbaşkanımızın önceki dönemde dershanelerin kapatılması ve şimdide TEOG Sınavının iptali ile ilgili söylemleri yeniden sektörleşme yolunda hızla devam eden ve çocukların iyi bir Okulu tercih etmeleri adına kendilerine büyük ekonomik getiriler ortaya koyan sistemi ortadan kaldırmaktan başka bir hedefi olmadığını düşünüyorum.
Eğer aklımda yanlış kalmadıysa Sayın Cumhurbaşkanımızın TEOG konusunda daha önceden tedbir alınması hususunda Bakanlığa taleplerini ilettiğini biliyorum. Demek ki bakanlık bu zamana kadar hiçbir yaklaşımda bulunmayınca olaya ortadan müdahale etmek zorunda kaldı. Bizlerin de daha önceden eleştirdiği, çocuklara baskı unsuru olduğunu düşündüğümüz TEOG sınavının iptal edilmesi belki iyi bir netice verecek ama, onun yerini dolduracak çok daha iyi bir çözüm getirilmediği takdirde mevcudu iptal etmenin ne tür bir faydası olacağı da düşündürücüdür.
Yılsonu not ortalaması ve okul mezuniyet puanı başka bir okula yerleşmesi hususunda yeterli gelebilir. Bunun adilane olduğunu anlayabilmek, eğitim camiamızın başarısını ölçebilme adına da tüm Türkiye'de Merkezi Ortak ders sınavları yapılabilir. Böylece öğrencilerimizin ve eğitim kalitemizin durumlarını görmek de mümkün olabilir. Belki bu vesileyle not şişirme işinin önüne de geçilmiş olabilir.
Mezuniyet puanı ile tercih edilebilen okullar listelenilerek yerleştirme yapılabilir. Bu konuda ucu çok açık bırakılan bir sistem, okul müdürlerinin ve idarecilerin; siyasilerin, bürokratların baskısı altında öğrenci kaybetmekten başka bir işe yaramaz görevliler haline dönüştürebilir.
Herkes milletvekili, bürokrat ve benzeri kesimlerden birilerini bulmak suretiyle okul idarelerine yapacakları ve yaptıracakları baskılar neticesinde öğrenci kayıtları yapılması söz konusu haline gelirse, o zaman bu eğitim sisteminin değişmesinin ne anlamı kalır.
Mutlaka eğitimden rant elde edilmesi noktasına getirilmemesi gerektiğinde hemfikiriz ama, hangi aşamada olursak olalım eğitimde devleti yeterli hale getirdiğimizi gösteremezsek eğitimdeki rant sektörü başka bir şekilde, başka bir biçimde devam edecektir.
Eğitim sistemimiz, bulunduğumuz zamanın değişikliklerine ve gelişmelerine açık olmak suretiyle kendine özgü bir yapısının ve tarzının olması kaçınılmazdır. Aksi takdirde her dönem farklı rant sistemleri geliştirilir ve her dönem bu farklı sistemlerden birileri ya çıkar elde eder, ya da devletin hedeflemiş olduğu eğitim politikalarına uzaktan yakından değmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.
İşin bir başka boyutu da yeni olacak sistemin ne olduğu tam belli değilken sınava 2 ay kala TEOG iptal edildi demenin öğrencilerin durumu noktasından da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla henüz TEOG sınavının yerine geçecek liseye kayıt hakkında Bakanlığın net bir politikasının olmadığı, bu konuda Eğitim camiasının içindeki STK larla ve benzeri eğitim camiası ile görüşerek istişareler yapılmadığı ortadadır.
İnanıyorum ki bütün bunların hepsini, ince eleyip sık dokumak suretiyle yeni, güzel ve milli bir eğitim politikasının oluşturulmasının sağlanacağıdır. Yeni eğitim öğretim yılına yeni bir gündemle ayak basmış oluyoruz ve gelecek günlerimizin toplumumuza hayırlar getirmesini temenni ediyorum.