İnsan olarak gücümüz neye yeter bununla ilgili hiç düşündük mü? Bisikletimiz arıza yapmış olsa zor şer bir şekilde tamir etmek veya ettirmek için yerine göre omuzlayarak, yerine göre itekleyerek götürmek için elimizden geleni yaparız. Ama kamyonumuz arıza yaparsa işte onu ne omuzlayarak ne itekleyerek kendi başımıza bir yere götüremeyiz veya taşımamız mümkün değildir.
İnsan olarak üstesinden gelebileceğimiz işlerle Müslüman olarak yapabileceğimiz işler arasında hiçbir fark yoktur. Müslüman olduk diye Dünyayı omuzlayıp kaldıracak güce sahip olduğumuz anlamına gelmiyor.
Geçen gün WhatsApp’tan bir kardeşim Dünyadaki olan olaylara tepki gösterme adına yapılanları eleştirmek için bir yazı paylaşmış. Bu yazı özetle şöyle diyor. Dünyanın en çok dua eden ümmeti biziz ve bir yerde zulüm gördük mü o gördüğümüz zulme karşı Fetih suresi zincirleri yapan ümmet de biziz. Ama Kur'an'ı okuyup bunun gerekliliklerini düşünme yerine adeta Allah'ı bizim adımıza bu işi çöz diye görevlendiriyoruz mantığında bir yazıydı.
Bu yazı öyle bir his uyandırıyor ki, geçmişte Yahudilerin peygamberlerine git, sen ve Rabbin savaşında biz o yurda öyle girelim dediklerini sanki bugün Müslümanlar söylüyormuş gibi hissettirerek Müslümanları alçaltmakta olduğunu görmekteyiz. Belki yazılış niyeti itibariyle yazı halisane olabilir ama insan okuduğunda o kadar halisane bir niyet ile karşı karşıya kalmamaktadır.
Kâfirlerin başlarına bir zulüm geldiğinde İncil’den ayet okumayıp gidip oraya fiilen mücadele ve müdahale ettikleri ile ilgili ekleme de yapılmış ya, bu yazı bütün Müslümanların siz aslında beş para etmezsiniz, inandık demeniz hiçbir şey ifade etmiyor vurgusunu yapmak adına yazılmış bir yazı olarak karşımıza çıkıyor.
Batılıların ve İslam düşmanlarının Müslüman topluluklara yıllardır empoze etmek istediği düşünce de bundan farklı değil. Siz bir işe yaramaz, inancınız zaten size bir fayda vermez düşüncesini Müslümanların zihnine yerleştirmekten başka bir iş yapmış değillerdir. Aynı işi bir Müslüman olarak bizler de mi yapmak zorundayız. Hani demez miyiz Küfür tek millettir.
Onlar yılların vermiş olduğu birlikteliğin gücünü kullanıyor olmakla bize zulmettikleri yetmiyormuş gibi, bir de kendi içimizde bir araya gelemeyen Müslüman topluluklar olarak fertlerimize inancından dolayı ağır bir eleştiri yaparsak, o zaman onlarla aramızda ne farkı kalır ki?
Toplumsal hukuk anlayışını kişilere yükleyerek bireylerin toplumsal yükün altında ezilmesini sağlamak adalet midir? Diyelim ki kişiye karşı işlenen suçun cezası hapis. Bunu devlet olarak mı icra etmeli yoksa kişi suçluyu yakaladığında bir yere hapis mi etmeli?
Eğer böyle olacak olursa toplumsal uygulamaları fertler cezalandıracak pozisyona gelir, bu da toplumda anarşi ve kaostan başka hiçbir şey oluşturmaz. Bu tip yazılar ve ifadeler Müslümanların imanını yok sayacak noktaya getireceğine o yazıda ey Müslümanlar bizler cemaatler, cemiyetler ve milletler aramızdaki farkları bir kenara bırakarak bir araya gelmezsek, sonunda zulüm, saltanatını sürdürmeye devam edecektir.
Biz bu zulme dur diyebilmek için aramızdaki farklılıkları bir kenara bırakılarak mutlaka bir araya gelmemiz gerektiğini ifade etmiş olsa idi, o yazının hedefi tam yerinden tutturmuş olacağına inanıyorum. Mutlaka o yazıyı yazan da Myanmar, Suriye veya Irak cephesinde olan birisi değildi. Velev ki öylede olsa arıza yapan kamyonunu itekleyerek tamirciye götüremediği için, sen de zaten bir işe yaramazsın kardeşim diyerek adamı rencide etmekten hiçbir farkı kalmazdı.
İdarecilerimizi düzgün seçelim ki bizi bir araya getirsin diyebilseydik, tüm Müslüman ve Müslüman ülkeler için bu daha yerinde bir tespit olurdu. Yoksa sanki elinize aldığınız herhangi bir şeyle cepheye koşun ve zulme dur demek için bir şekilde ferdi de olsa cephelerde yer almak zorundasın noktasına gelen bir yaklaşım İslam adına fayda yerine, mevcuttaki İslami denilen terör örgütleri gibi örgütlerin çıkışına sebep olacaksa hiç bir anlam ifade etmez.
Reis kapıları açın masraflar neyse biz ödeyeceğiz dediği zaman, bu toplum Allah razı olsun bu milletten ve bu idareciden ancak bu beklenirdi diye dua etmiş ve yapılanı kabullenmişse, elinden geldiği kadar maddi yardım etmişse, gücünün buna yettiğine inanarak bunu yapmışsa ferdi sorumluluğunu yerine getirdiğini düşünmemiz gerekiyor.
Artık idarecilerimiz tüm dünyadaki Müslümanların bir araya gelmesi gerekliliğinin bilincine ve şuuruna varmadan kişilere sen nasıl Müslümansın diyecek şekilde rencide edici ifadelerle imanını sorgulamak aklımızla, zihnimizle, düşüncelerimizle oynayıp ve inancımızı yok sayacak şekilde eleştirilerde bulunmak hiç doğru olmasa gerek.
Ben Rabbimden, önce toplumumuzun mozaiğini düzeltmesini; cemaatler, cemiyetler arasındaki ihtilafları giderip tek yürek olarak düşünebilen, hareket edebilen, ortaya kendini koyabilen bir topluluk haline dönüştürülmesini ve akabinde tüm dünyadaki Müslümanları bu düzen içerisine dahil etmesini temenni ediyor ve Rabb'imden bunu niyaz ediyorum.
Allah (cc) bizlere akıl, şuur ve izan nasip etsin. Müslümanların bir araya gelmesi için Müslüman topluluklarının liderlerinin birlikte çalışmalarını nasip etsin diye dua ediyorum. Aslında herkesin bağlı bulunduğu cemaatin, cemiyetin, tarikatın içinde bulunduğumuz şartlarda kendi başına bir iş görmediğini anlaması gerekiyor.
Ümmeti birliktelik için tabandan tavana doğru bir baskı ve bir uğraşı gerektiğini hissetmemiz gerekiyor. Bu sadece kendi toplumumuzda değil, tüm dünyada ki Müslümanların bu şekilde yapması gerektiğini bu olayların bi