Halk arasında bir atasözü vardır ‘’bekâra avrat boşamak kolaydır’’ Ne kadar doğru bir söz değil mi?
Evli olmayan, evliliğin sorumluluklarını taşımayan ve bu sorumlulukların gereğini yerine hiç getirmemiş, neticede sonucunun ne olacağı ile ilgili hiç bilgisi olmayan bir kişinin boşanmanın kendine veya etrafındakilere ne gibi bir zarar vereceğini bilmediğinden istediği gibi hareket edeceğini zannederek erken konuşur, erken söz söyler, erken iş yapar anlamına geliyor zannedersem.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’Nereden çıktı’’ bu söz ve bu sözün arkasındaki bu açıklamalar. Almış olduğumuz eğitiminin gereği kimseyi üzmeyeceksin, kimseyi kırmayacaksın, kimseyi incitmeyeceksin ama doğrudan da vazgeçmeyeceksin.
Yaptıkların ve söylediklerin tutarlı ve doğru olacak. Bu prensipleri köşe yazısı yazarken de aynı hassasiyetle ve aynı duyarlılıkla hareket etmek zorunda kalacaksın. Ben de köşe yazısı okurken hiç bu kadar zorluklardan haberim yoktu. Ama bu işin de kendine göre zorluklarının ne olduğunu iş başa düştüğünde gördüm.
Çünkü kimseyi üzmeden, kırıcı olarak eleştirmeden yazı yazman gerektiğini anladım. Pazar günü EXPO’da sayın Cumhurbaşkanımızın katılımı ile yapılan il istişare toplantısında salonun alabileceği kapasitenin tabiri caizse 100 katı fazla insan davet edilmiş. Sonunda kapılardan geri döndürülen, zorlanarak ve zorlayarak salon önüne kadar girebilen ama salona giremeyen, yani içeride kalpleri kırılan üzülerek ve kırgın vaziyette oradan ayrılan kişileri görünce sesini çıkarmayacaksın.
Çünkü birilerinin gönlünü incitirsin. Yine bir başka misal devlet parasız yatılı yurdu açma ile ilgili uğraşı yapacaksın. Ama sanki gizli bir elin o yurdun açılmaması için uğraştığını göreceksin. O gizli elin kim olduğunu veya o gizli ellerin kimler olduğunu bilsen bile söylemeden öğrenci yurdunu millete kazandırmak adına açılabilmesi için tüm psikolojik işkencelere katlanacaksın.
Çünkü bu iş bir gayret ve gönüllülük işidir diyeceksin. Ve sen, bu olumsuzlukları hiç söylemeden, kimseyi kırmadan bu işleri yapacak ve Allah rızası için uğraşacaksın. Zamanla yarışmak adına çünkü üç aydır uğraşılmasına rağmen onlar da bu işlerin olmaması için uğraşacak.
Tabii ki zor işti bunlar ama şu iyi bilinir ki bütün bu işlerin hesabı var. Bu yapılanları sanki mevcut iktidara fatura edilmeye mi çalışılıyor diye düşünüyor insan. Doğru yapanların da yanlış yapanların da sonucunu Allah'a (CC) havale etmek, elimizden gelen gayreti ve çabayı sarf etmek bize düşen bir onurdur.
Sonuçta yanlış yapanlar yaptıkları yanlışların yanlarına kar kalacağını zannetmesinler. İnsanların ellerine geçen imkanları nasıl kullandığını görüyor ve bu hali sessizce izlemek zorunda kalıyorsun ya, işin diğer bir acı boyutu da bu olsa gerek. Ama biz yine kimseyiüzmeden, darıltmadan, kırmadan Allah(cc) rızası için iş yapmak zorundayız.
Çünkü biz şunu çok iyi biliyoruz ki Allah'ın (cc) rızası ölümsüzdür ve ebedidir.