Doğru sıralamanın önemli olduğunu hepimiz biliriz. Matematikte bile kaça kadar saymak istiyorsak 1’den başlayıp o rakama kadar teker teker sayarız. Ama bazen doğru sıra değişebiliyor.
Teker teker, ikişer ikişer, beşer beşer, onar onar sayma gibi değişik sıralama metotları da vardır. Son günlerde Diyanetle ilgili kullanılan inisiyatifi değerlendirirken niye önce Diyanet diye düşünüldüğünü gözlemlemekteyiz.
Ulusalcı, FETÖ'cü, solcu, ateist ve her türlü olumsuz unsurların üniversitelerde yerleştiğini biliyoruz. Bu tip Öğretim görevlilerinin eğittiği öğrenciler, gezilerde ve ülkenin hayrına olmayan her faaliyette aktif çalışıp dururken; Üniversitelerin ıslahı öncelikli değil de neden Diyanet diye insanlar düşünüyor!
Mesela: yine Milli Eğitimin bürokrat kadrolarının içerisinde, eğitimin milli olması için uğraşmayan; FETÖ’nün dershanelerine, kaynak kitaplarına ve öğretmenlerine ihtiyaç duyulmasını sağlayan Milli Eğitim'in Eğitim sistemini idare eden bir grubun olduğu tahmin ediyoruz. Görülüyor ki milli eğitimdeki temizlik en alt seviyede kaldı. FETÖ ve benzeri unsurların temizliği üst bürokratik seviyelere çıkmadan, öncelik neden Diyanet diye insanlar düşünüyor.
Adalet Bakanlığı'nda, Emniyette, Askeriyede ve benzeri Ülkenin hassas noktalarındaki temizlikler tam yapıldığı kanaati oluşmadan, toplum neden Diyanet diye düşünüyor! Evet, sıralamanın hangi aşamada ve hangi yöntemle yapılması gerektiğini herkes kendi çerçevesinde, kendi aklına göre yaptığında, sıralamalar farklı çıkıyor.
Oysa bizim aklımızla, devlet aklı arasındaki fark da buradan kaynaklanıyor. Sözde adalet yürüyüşü yapanların yürüyüşü başladığında mutlaka durdurulması gerekir diye düşünüyorduk. Bize göre her türlü şartlar, yürüyüşün bir an önce durdurulması gerektiğini işaret eder vaziyette iken, devlet aklı sonuna kadar gitmelerine müsaade etti. Ve sonuçta yürüyenlerin yürüdüğü yanına kar kalırken, devlet ülkeyi karıştırmak için uğraşan dış mihraklardan tutun da, içerideki birçok olumsuzlukları ortadan kaldıracak tedbirleri biz fark etmeden alıvermiş oldu.
İşte bu yapılan işlemlere devlet aklı diyoruz. Bizim bulunduğumuz yerden baktığımızda olaylar bu şekilde gözükmeye biliyor. Tabii bu sözlerimle tamamen teslimiyetçi olalım, olan olayların hiçbirisine kafa yormayalım, düşünmeyelim veya gerektiği zaman eleştiri yapmayalım demek için söylemiyorum.
Yukarıda belirttiğim gibi sıralama yaparken hangi akla göre sıralama yaptığımızın ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Şöyle bir düşündüm, diyanette imamlardan başka üst düzeyde görevden alınan yaklaşık bir aya kadar hiç kimse yoktu.
Diyanet'te kullanılan en son inisiyatifle ilgili herkes gibi belki benim de canım sıkıldı. İçinde bulunduğumuz coğrafyada ki hassas durumumuz aklıma geldiğinde, bu konuda geç bile kalındığını söylemek mümkün olacağını hissettim. Neden mi? binlerce tır silah ve ağır silahlar ülkemizin Güney Doğu’sundaki Devlet düşmanlarına, müttefik olarak görünenler aracılığıyla gönderildi.
Kuzeyimizde, başka bir ülkeye asker yığınağı yapılırken, biz etrafımızdaki ateş çemberinin giderek daraldığını görmezsek bu sıralamaları doğru yapamayabiliriz. Allah'a(cc) duam şudur ki, “Ey Rabbim milletimizi çekemeyeceği şekilde İmtihan etme, bu topluma kaldıramayacağı yükler yükleme ve bu toplumu lütfunla bereketlendir.”
Mutlaka bizlerin gayretleri, mücadelesi, aklı ve devlet aklı önemlidir. Lakin Allah'ın(cc) lütfu, bereketi, inayeti olmadan bunların hiçbirisinin sonuç vermesi mümkün değildir. Yukarıda belirttiğimiz gibi çemberin daraldığını düşünürsek, Allah(cc) göstermesin olası bir dış güç müdahalesinde bu toplumun hassas dengeleri ve değerlerinin Diyanet aracılığı ile toplumu bilinçlendirme ve organize etmek kısa sürede mümkün.
Oysaki diğer eğitim kurumlarının ıslah mücadelesinin on yıllar alması gerektiğini unutuveriyoruz. Bize göre sıralama üniversite, eğitim ve Öğretim görevlilerinin değişikliği ile Milli Eğitim'in millileşmesi ve öğrencilerimizin milli ve manevi değerlerine bağlı yetişmesidir.
Adalet sisteminin adil bir vaziyette çalışması, emniyetin ve askeriyenin bu milletin hassas duygu ve düşüncelerine yönelik birliktelik oluşturması mutlaka gerekli ama bugünkü şartlarda Diyanet'in içinde bulunduğu durumun hassasiyeti daha önemli olduğunu görüyoruz.
Rabbim toplumumuzun yar ve yardımcısı olsun. Ey Allah'ım(cc) İçinde bulunduğumuz bu toplumun ferasetini, basiretini ve kendine olan özgüvenini geliştir, hem kendi toplumumuzun hem de dünyadaki Müslümanların kurtuluşuna vesile olmasını nasip eyle. (AMİN)