Allah-u Teâlâ (cc) her şeyi bir kural bir kanun diğer adıyla sünnetullah çerçevesinde yaratmıştır. Kâinatta her şey bir sebep sonuç ilişkisine göre hareket eder. Allah’ın (cc) dininin yeryüzüne ikamesi insanlığa hizmet noktasında Allah-u Teâlâ (cc) Muhammed suresi 7 ayetinde mealen şöyle buyuruyor:
‘’Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. Bu ayet bize neyi öğretmektedir.’’
Eğer biz bugün İslam adına, Allah'ım dini adına faydalı olduğunu düşündüğümüz bir şeyler yapıyor ve bu yaptığımız işlerden dolayı böbürlenmemize ve kendimizce büyüklük taslamamıza hiç gerek yoktur diye düşünüyorum. Çünkü Allah'ın dini, bizim ona hizmet etmemizle şereflenmeyecek, biz onun dinine hizmet etmekle şerefleneceğiz.
Bu iki hususu çok iyi ayırt etmemiz gerekmektedir. Eğer yapmış olduğumuz şeyler kendi gözümüze çok büyükmüş gibi görünüyorsa ve biz mücadele etmediğimiz zaman sanki İslam'ın anlaşılması ve yaşanması mümkün değilmiş gibi hissediyorsak, ilk önce inanç yapımızı, sonrada yaptığımız işi oturup bir kontrol etmemiz ve muhasebe etmemiz gerekmektedir.
İkinci muhasebe etmemiz gereken hususun da şu olduğunu düşünüyorum; Din adına yapmış hizmetleri, gayretleri ve mücadeleleri ümmeti Bir birlik adına mı yapıyoruz yoksa cemaatimizin, cemiyetimizin, derneğimizin, vakfımızın ve benzeri kurumlarımızın yücelmesi söz sahibi olması makam ve mevkilerde bir yer kapması adına mı yapıyoruz.
Bu ince detayı iyi hesap etmemiz gerekmektedir. Yaptığımız işler bereketlenmiyor veya bereketleniyor gibi gözüküp kısır kalıyorsa, vakit geçirmeden bu muhasebeye mutlaka yapmak zorundayız. Yaptığımız çalışmalar eğer Allah(cc) rızasını gözeterek yapılmıyor ise siz ne kadar büyük iş yaptığınızı zannedersiniz zannedin hiç fark etmiyor; bir anda, bir gecede hem Allah'ın nezdinde hem insanların nezdinde göçüp gittiğini görmekteyiz.
Bunun en canlı örneği Fetö düşüncesi, hareketi ve yapılanmasıdır. Oysa Biz Ümmi bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu ne çabuk unuttuk. Harflerle okuma yazmayı bilmeyen bir peygambere (sav) Cebrail Aleyhisselam neden oku oku oku diye hitap ettiğini hiç düşündük mü? Evet alemlere rahmet olan o peygamber(sav) belki harflerle okumasını yazmasını bilmiyordu ama Allah'ın yarattığı diğer ayetleri o kadar güzel okuyordu ki, bu okuma bize örnek olması gerekiyordu.
Toplum olarak biz de başımıza gelenlerden bu dünyadaki gelişen ve değişen olaylardan ders çıkarma adına Allah’ın(cc) Kuran ayetlerinin dışındaki ayetleri güzel okumamız gerekmiyor mu? Bir toplum olarak kendimizi değiştirmek istemedikçe Allah-u Teala'nın(cc) bizim toplumumuzu da, ümmeti Muhammed olarak ifade ettiğimizi İslam’ı yaşayan toplulukları da değiştirmek zorunda olmadığını iyi anlamak durumunda değil miyiz?
O halde şunu iyi anlamak zorundayız; Allah'ın(cc) dinine hizmet sadece Allah'a(cc) mahsus kalmalı. İslami çalışmalarımız makam, mevki ve dünyalık elde etmek adına olmamalı, cemaatimizi, cemiyetimizi, Tarikatımızı yükseltmek adına olmamalı. Yaptığımız işleri Hz Ömer'in ifadesiyle ‘’Bugün Allah için ne yaptım’’ ilkesini bilinçaltımızda öne çıkardığımız için mi yapıyoruz; yoksa başka hedefler için mi mücadele ediyoruz. Bunun mutlaka muhasebesini yapmak zorundayız.
Bu muhasebeyi yaparken taraf olmamamız gerekiyor; yani hakimin adaletle hükmetmesi gerektiği bir ortamda eş, dost, tanıdık gerekçesiyle kalben vereceği hükmün taraflı olursa ne kadar adaletli hükmetme anlamına geliyorsa; bu yapacağımız muhasebedeki nefsimizin ve aynı zamanda cemaatimizin, cemiyetimizin, derneğimizin, vakfımızın adına taraf olmamamız gerektiği halde muhasebemizi taraflı yapıp yapmadığımızı kontrol etmek zorundayız.
Yaptığımız hizmetler ümmete mal olmuyorsa, yaptığımız hizmetler Öz de Allah'ın(cc) rızasını gözetmek adına olmuyorsa bu yapılan hizmetlerin yerini bulup bulmadığını iyi düşünmek zorundayız. Çünkü Allah'ın(cc) rızası ölümsüz ve ebedidir. .