Gerek ülkemizde ve gerekse dünyada uzun yıllardır süregelen geleneksel turizmin hâkimiyetini kırmak kolay değildir. Ancak birçok yönden daha faydalı olan alternatif turizme yönelmede de daha fazla zaman kaybedilmemelidir. Bu yolda önemli engeller yok değildir.
Dünya turizm hareketlerine geç konu olmuş Türkiye için, aslında başlangıçta turistik ürün olarak öncelikli kültürel varlıklar öne çıkmıştır. Ancak başlangıçtaki talebin miktarı ve buna bağlı olarak ta yatırımlar oldukça sınırlı bir düzeyde gerçekleşmiştir.
1980’lerden sonra yaşanan Türkiye turizm hamlesinden sonra ise turizm ürünü ve buna bağlı olarak yatırımlar, ağırlıklı olarak coğrafi zenginliklere dayalı biçimde gerçekleştirilmiştir. Günümüzde Türk turizmi gerek mevcut pazarlara ve gerekse yöneldiği yeni hedef pazarlara ağırlıklı olarak var olan ürünleriyle cevap vermektedir.
Bu noktada ürün farklılaştırması amacıyla alternatif turizm ürünleri sıklıkla tartışılmakta ve kısmen üretilmekte, bu alternatifler içinde Türkiye’nin zengin kültürel mirası da dile getirilmektedir. Ancak hem Türkiye’ye gelen turistlerin ağırlıklı olarak her şey dâhil konaklama tercihinden kaynaklanan sorunlar, hem de gerek var olan pazarlar ve gerekse yeni pazarlara sunulan kültürel ürünün karakterinin uzun süredir değişmemesi, önemli sorun başlıkları olarak görülmektedir.
Ülkeler mevcut potansiyelleri ve bütüncül çözüm arayışları çerçevesinde dünya turizminden daha fazla pay alabilmek için rekabet edebilir ve satılabilir ürünler geliştirme ve stratejiler oluşturma yoluna girmişlerdir. Bunun sonucu olarak da alternatif turizm kavramı ortaya çıkmıştır.
Alternatif turizmin ortaya çıkmasında hızla kirlenen ve betonlaşan kıyıların kurtarılması ve yeniden doğal şekline kavuşturulması, turizmin daha geniş alanlarda çeşitlendirilmesi etkili olmuştur. Bunun yanında, alternatif turizmin çıkış nedenleri üzerinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.
Bunlar, kaynakların azalması ve niteliklerinin bozulması, sürdürülebilir turizm anlayışının çıkması, turizmin bütün yıla yayılması ve anlayışının gelişmesi, tüketicilerin klasik turizm anlayışından sıkılması ve farklı beklentilere girmesi, tüketicilere farklı heyecan ve tatillerin yaratılmasıdır.
Alternatif turizme yönelmenin diğer bazı sebepleri ise turizm sektöründe kar kaynaklarının azalması, turizm pazarının genişletilerek karı artırma ihtiyacının duyulması, çevrenin kirlenmesiyle doğal dengenin bozulması ve bunun sonucunda turist çeken özelliklerin azalması, kırsal alanların değerlendirilmesi şeklinde sıralanabilir.
Gün geçtikçe daha çok önem kazanan alternatif turizm faaliyetleri turizme kalite kazandıracağı gibi, ülkemizin dünya turizminde hak ettiği yere gelmesinde de etkili olacağı düşünülmektedir. Nitekim “kitle turizminin mekân ve zamanda yoğunlaşması, taşıma kapasitelerini zorlaması, kıyılarda yığılmanın artması ve benzeri nedenlerle çevre kalitesinin bozulmasını asgari düzeyde tutabilmek, bireylerin değişen tatil istek ve eğilimlerine yanıt verebilmek için 1980’li yıllardan itibaren turizmin çeşitlendirilmesi çalışmalarında dikkat çekici artışlar yaşanmıştır.