Selahattin ÇELİK

Selahattin ÇELİK


Semud Kavmi

05 Kasım 2016 - 00:03

Kavminin istediği mucize deve aralarına katılınca Hz. Salih, devenin haklarını gözetlemeleri için onlarla anlaştı. Buna göre, kuyu ve pınarlardan bir gün deve su içecek, bir gün de kavmin hayvanları. Bu sıra hiç bozulmayacaktı. Ayrıca deve, istediği şekilde serbestçe otlayacak ve kendisine hiçbir kimse kötü niyetle dokunmayacaktır. “Herhalde Araplar için bundan daha büyük bir meydan okuma olamazdı. Çünkü Araplar arasında çoğu kez kan dökülmesi ve canların verilmesi ile sonuçlanan savaşların ve kan davalarının en önemli nedenini su oluşturuyordu. Dolayısıyla Hz. Salih’in meydan okuması tüm kavmine karşıydı ve halk tarafından, ardında büyük bir güç olduğuna kanaat getirmeden kabul edilmesi mümkün değildi.
Hz. Salih, ardında hiçbir dünyevi güç olmadığı halde bu meydan okumada bulundu ve tüm kavmi de buna ses çıkarmadan kabul etti ve bir hayli gün bu uygulamaya boyun eğdi. Bu meydan okuma karşısında hemen deveye saldırmadılar. Ta ki, deve tüm kavim için büyük bir sorun haline gelince, iyice öfkelenip O’ndan nasıl kurtulacaklarıyla ilgili olarak birbirlerine danıştılar. Sonunda kibirli bir reisleri buna bir son verme görevini yüklendi.[1] “En şakileri (bedbahtları) ayaklandığı zaman (deveyi kesmek için atıldığında)”[2], “yoldaşlarını (arkadaşlarını) çağırdılar, o da (bundan cüret alarak) çekip bacaklarını kesti.[3]
Kıssa bir yerde şöyle geçer: “Semud Kavmi de uyarıları yalanladı. Dediler ki: “Bizden biri olan bir beşere mi uyacağız? Bu durumda gerçekten biz bir sapıklık (delalet) ve çılgınlık içinde kalmış oluruz. Zikir (vahiy) içimizden ona mı bırakıldı? Hayır, o çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarıktır. Onlar yarın, kimin çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarık olduğunu bilip öğreneceklerdir. Gerçek şu ki biz, bir fitne (imtihan ve deneme konusu) o dişi deveyi kendilerine göndereniz. Şu halde sen onları gözleyip bekle ve sabret. Ve onlara, suyun aralarında kesin olarak pay edildiğini haber ver. Su alış sırası kiminse, o hazır bulunsun. Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp hayvanı ayağından biçip yere devirdi.”[4]
[1] Mevdudi, a.g.e., IV, 26.
2 Şems, 91, 12.
3 Kamer, 54, 29.
4 Kamer, 54, 23–29.

       

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum