Daha önce inkâr eden kavimler; Nuh, Hud, Salih, Lut kavimleri gibi küfürde ısrar eden ve helak olan kavimlerdir. “Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı.”[1]
“Onlardan öncekiler de yalanladı; Böylece azap hiç farkında olmadıkları bir yerden gelip-çattı. Artık Allah, onlara Dünya hayatında ‘horluğu ve aşağılanmayı’ tattırdı. Eğer bilmiş olsalardı, ahret azabı gerçekten daha büyüktür. Kıyamet günü o kötü azaptan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere ‘kazandığınızı tadın’ denmiştir. Andolsun, biz bu Kuran’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.”[2]
“Ve şüphesiz ki önceki Ad kavmini O helak etti. Semud’u da (O helak etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı. Daha önce de çok zalim ve pek azgın olan Nuh kavmini (helak etmişti). Altüst olan şehirleri de O böyle yaptı. Onların başına getireceğini getirdi!
Şimdi Rabbinin nimetlerinden hangisinde şüpheye düşersin.İşte bu ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır.”[3] Bu ayetlerde zikredilen kavimlerin inkâr ve isyanlarının cezasını helak edilerek çekmişlerdir. Bunlar içinde Hz. Nuh’un kavmi, Ad ve Semud kavimlerinden daha zalim ve azgın bir topluluktu.
Çünkü Hz. Nuh, içlerinde uzun yıllar kaldığı halde (sadece peygamberlik devri 950 yıl) O’na inanmamışlar ve olanca eziyeti yapmışlardı. Hz. Lut kavminin helak edilişi, bu kavmin kasaba ve şehirlerinin yükseğe kaldırıldıktan sonra bırakılarak yerle bir edilmesiyle gerçekleşmişti.[4]
Bilimsel araştırmalar kutsal kitaplarda bahsi geçen helak olmuş kavimlerin yaşam izlerini tereddütsüz olarak ortaya çıkarmıştır. Nuh Kavmi ve Tufanın, Ad Kavmi ve İrem Şehri’nin, Semud Kavmi ve Hicr Kentinin, Medyen ve Eyke Halkının, Sebe Kavmi ve Dillere destan İrem Şehrinin varlığını ve yaşam şekillerini kutsal kitaplarda anlatıldığı biçimde helak olduklarını, şehirlerinin viranelere döndüğünü, bazı kalıntıların ise günümüze kadar geldiği bu gerçekleri ispatlamaktadır.
[1] Ankebut, 29, 64.
2 Zümer, 39, 24–27.
3 Necm, 53, 50–56.
4 Kur’an-ı Kerim Açıklamalı Meali, TDVY, 523.