Aslı bozulmamış kutsal kitaplar, özellikle de Kur’an, bazı önemli şahsiyetleri, tarihe mal olmuş sosyal ve kültürel olayları yer ve zaman belirterek açıklamaktadır. Bazı peygamberlerin yaşları, yaşadığı yerler, gönderildikleri kavimlerle olan ibret dolu mücadeleleri açık bir şekilde dile getirilmektedir.
Hz. Nuh ve ailesi, Cudi Dağı, Meyden Kavmi ve Meyden diyarı, Hicr Harabeleri, Tur Dağı, Sina Çölü, Lut Kavminin yaşadığı yer ve şehirleri, Sebe Ülkesi, Marib Barajı, Arim Seli v.b. gibi yer ve şahıs isimlerinden ayrıntılı olarak bahsedilir. Kutsal kitapların belirttiği bu işaretlerden yola çıkılarak yapılacak bilimsel arkeolojik, tarihi ve coğrafi araştırmalarla, henüz iyi aydınlanamamış olay, kişi ve yerlerle ilgili olarak yeni bilgilere ulaşılabilir.
Yeryüzü, adım başı helak olan kavimlerin hazin sonunu işaret eden ve sonrakilerin yaşamına ibret dolu dersler bırakan tarihi kalıntılarla doludur. Bu çalışmada helak olan kavimlerin her biri ile ilgili olarak kutsal kitaplarda geçen bilgileri aktardık. Kendilerinden önceki kavimlerin başına gelenlerden ibret almayan ve birbiri peşi sıra helak olan bu kavimlerden genel ifadelerle de sıkça bahsedilmektedir. Bunların en dikkat çekici olanları şöyle geçer:
“Onlardan önce Nuh Kavmi, Ad ve kazıklar sahibi Firavun da yalanlamıştı. Semud, Lut Kavmi ile Eyke Halkı da. İşte onlar (Allah’a karşı isyanda birleşen ve güç toplayan) fırkalardı. Hepsi de elçileri yalanladılar, böylece azapla sonuçlandırmam (onlara) hak oldu. Bunlar da (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar. (Alaylı alaylı) dediler ki: ‘Rabbimiz, hesap gününden önce (azaptan bize vaat ettiğin) payımızı çabuklaştır.”[1]
“Onlardan önce Nuh Kavmi, Ress Halkı ve Semud Kavmi de yalanladı. Ad, Firavun ve Lut’un kardeşleri. Eyke Halkı ve Tubba Kavmi de. Hepsi elçileri yalanladı; böylece benim tehdidim (onların üzerine) hak oldu.”[2]
Yüce Allah, insanlar iyice anlasınlar ve geçmişten ders alsınlar diye çok ilginç örnekler de vermektedir. Kur’an-ı Kerim’de bu örneklere sıkça rastlanmaktadır. Bir ayette “İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.[3]
[1] Sad, 38, 12–16.
2 Kaf, 50, 12–14.
3 Ankebut, 29, 43.