Mevcut Yemen haritasında, bu barajdan sonra gelen bölgeye yine ‘Ardu’l Cenneteyn’ denmektedir. Bu baraj vesilesiyle, kurak bir bölge, verimli hale gelmiş ve bu başarı onlara Allah’ın bir ihsanı olarak peygamberleri tarafından bildirilmiştir.
Peygamberleri onlara: “Allah’ın nimetlerinden yiyiniz, içiniz, O’na şükrediniz” diyerek bu lütufları hatırlatmıştı.[1] Hz. Süleyman Aleyhisselam rehberliğiyle manen de yükselen bu millet, daha sonra şirke ve tefrikaya maruz kaldı.
M.Ö. 5. asırda ünlü Me’rib Barajı’nın çöküşü ile bu ülkenin yıldızı da söndü.[2] Barajın çöküşünden sonra, Allah onların üzerine kükremiş, hırçın mı hırçın, bentleri yıkan Arim Seli’ni göndermişti. O güzelim bahçelerini, köknar, sedir ve uşer gibi işe yaramaz bitkilerin bittiği fundalıklara çevirdi.[3]
Şimdi sulanmayan yerlerde köknar, sedir ağacı ve uşer gibi çöl bitkileri mevcuttur. Günümüzde sel sularıyla dolan yeni barajla bu vadideki bağ ve bahçeler sulanmaktadır. Baraja ismini veren Me’rib Şehri’nden ise şöyle bahsedilmiştir: “Kuran’aki Belde-i Tayyibe ile Sebe krallığının kurulduğu Me’rib ve civarı kastedilmiştir.
Rivayete göre Allah bu millete 13 kadar peygamber gönderdi. Hz. Süleyman (a.s.) vesilesiyle manen de yükselen bu millet, daha sonra şirke ve tefrikaya maruz kaldı. M.Ö. 5. Asırda ünlü Me’rib Barajı (veya Me’rib Seddi) Arim Seli’nin patlak vermesi sonucu çöküşü ile bu ülkenin yıldızı da söndü. Kuran’ın anlattığı özelliklere göre Belde-i Tayyibe, Sebe Krallığı’nın başkenti olan Me’rib idi.”[4]
[1]Kur’an-ı Hâkim, 429.
2 Sebe, 34, 15–16.
3 İbn Kesir, Tefsir, III, 533.
4 Tarihü’l-Mustabsir, I, 76.