SONUÇ VE ÖNERİLER
Kavmiyetçilik, körü körüne bir ırkı ve kavmi veya bir soyu üstün sayarak, diğer-kavimleri hakir görmektir. Kendi ananesine istinad etmeyen esasları kötüleyen, saldırgan, istilâcı ve zulümkâr bir zihniyettir. Kavmiyetçilik (Irkçılık), dinî bağları gevşeten anarşi ve vahşete yaygınlık kazandıran ve içtimaî bünyelerde tahribe yol açan bir mikroptur. O, bilhassa hayata nizam veren dinî ve ahlâkî esaslar yerine, ırkî ve kavmî râbıtaları esas aldığı için tahripkârdır. Cemiyetlerin bünyelerinde fitnenin en korkunç seyrangâhı, soy-sop iddiasıdır. Bu sebeple bu illet, vahdetimizi parçalamaya müsait unsurların başında gelir. Zira kavmiyetçiliğin mizacında ihtilâf ve inşikak yatar.
Kavmiyetçiliğin zararları şöylece hülâsa edilebilir:
1. Soy sop üstünlüğü içtimaî hayatın temel esaslarından biri olan adaleti ciddî biçimde zedeler. İnsanlığa hediyesi zulüm, tahakküm ve terördür. Zira ırkdaşlarını kayırmak, kavmiyetçiliğin ayrılmaz bir vasfıdır. Bu bakımdan, bir kavmiyetçinin âdil olması ve insafla hareket etmesi mümkün değildir.
2. Kavmiyetçilik, içtimaî râbıtaları zayıflatır. İnsanlığın saadeti için lâzım olan meziyetleri kökünden yıkar, uhuvveti sarsar, muhabbeti gölgeler, samimiyeti selbeder. Kin, haset, adavet gibi manevi mikropların kaynağı olduğundan, birlik ve beraberliği zedeler.
3. Soy sop dâvası gütmek, insanı korkunç bir vahşet ve kin iklimine doğru sürükler. İnsanın mahiyetindeki şefkat, merhamet, mürüvvet gibi ulvî seciyeleri tamamen yok eder. Bunun en açık ve günümüzdeki en yakın misali, Doğudaki kavmiyetçi ve bölücü anarşistlerin masum insanlara yaptıkları feci katliamlardır.
4. Kavmiyetçiliğin mizacı, başkalarını yutmakla beslenmektir. Kavmiyetçilik felsefesi, gurur ve enaniyet, üstünlük iddiası ve asalet dâvası gibi menfi esaslara bina edildiğinden içtimaî hayatta daima fitne ve fesadı körükler, huzursuzluk ve keşmekeşliğe sebep olur. Meziyet ve faziletleri kendine hasretmek, kendi kusur ve noksanlıklarını da görmemek kavmiyetçiliğin şiarıdır.
5. Kavmiyetçilik, insanlık âlemini helâk eden bir zakkum ağacıdır. İnsanlık, onun zehirli meyvelerinin sancısını, asırlarca çekmiş ve hâlen de çekmektedir. Birinci ve İkinci Dünya Harpleri bunun en son şahitleridir.
6. Kavmiyetçilik, yıkıcı bir fırtına gibidir. Tarihin şehadetiyle nice devletleri zaafa düşürmüş, nicelerini tarih sahnesinden silmiş, cebir ve tahakküm ile nice müessif hâdiselere sebep olmuştur.
Irkçılık anlayışı, Bir hal¬kın, diğer halk ya da İnsanlar¬dan farklı olmakla kalmayıp, aynı zamanda di¬ğerlerinden fiziksel, entelektüel ya da ahlaki bakımdan daha iyi, daha güçlü, daha yüksek ya da daha yaratıcı olduğunu, bu üstünlüğün ata¬lardan miras alınmış olan biyolojik farklılık¬lardan kaynaklandığını savunur. Kendi kanını taşıyan, aynı dili konuşan ve aynı soydan gelenlerin başka soylardan gelenleri aşağılaması anlamına gelen bu anlayış, sosyal ayrımcılığı, ırklar arasında fark gözetilmesini ve soykırıma kadar varabilen şiddeti haklı göstermektedir.