HZ. ÂDEM VE YARATILIŞ GERÇEĞİ
Temiz, pis, kokuşmuş ya da bozulmuş demeden ne bulursa önüne geleni yemesi, bulduğuyla üremesi, aile bağının olmaması gibi ölçüsüz, ilkesiz, çirkin, pis ve kokuşmuş aşağılık tabiatıyla tanınmaktadır. Bu domuzluk karakterler, domuzun ahlakı, daha doğrusu tabiatıdır. Bu tabiat İsevilere musallat olarak, onların ahlak ve tabiatlarını domuzlaştırmış ve bu hallarine de Hristiyanlaşma denmiştir.”
İfsatçıların ortaya attığı iddialardan biri de insanın maymundan geldiğini iddia ederek yaratılış gerçeğini insanlardan gizlemeleridir. Yaratılan kâinatta bir tekâmül ve gelişme şüphesiz ki vardır. Ancak bu tekâmül ve gelişme inkârcıların sandığı gibi veya olmasını istediği gibi, bir türden diğer bir türe geçiş şeklinde değildir.
Aynı türler arasında bir değişme ve gelişme söz konusudur. Peki, mahlûkatın birbirinden üremesi, Yaratıcının onları birbirinden yaratması nasıl olmaktadır? Mevdudi ünlü tefsirinde bu konuda şunları kaydetmektedir: “Halik, her çeşit hayvan ve bitki türünün yapısı ve düzeninde mükemmel bir mekanizmayı yerleştirmiştir.
Hayvan ve bitki türleri bu özellikleriyle, tamamen kendi türünün yapı, şekil ve karakterine sahip fertlerini sonsuz bir akış ile üretmeye devam ederler. Türlerin hayatiyetini sürdürmesini ve üremelerini sağlamak için gerekli olan bu element, her canlı ve bitki hücrelerinin bir parçasında ayrı ayrı mevcuttur. (Bu harika görevi üstlenen genler, son derece güçlü mikroskopla ancak görülebilir.)
Modern genetik bilimcilerin bu konudaki gözlemleri, önümüze harika gerçekler sunuyor. Bunlara göre her bitkiye, sadece kendi türünü üretme yeteneği lütfedilmiştir. Öyle ki, her nesil kendi türünün tüm farklı özelliklerine sahip olur. Özel yapıları bakımından her türün fertleri, diğer bütün fertlerden ayrılır, farklı olur.
Türlerin bekası için gerekli olan bu unsur ve üreticilik, bütün canlı ve bitkilerin her hücresinde ayrı ayrı vardır. Harikalara vesile olan bu genler, ancak güçlü mikroskoplarla görülebilir. Bu ufacık harika mühendis, bitkinin gelişmesini özellikle dekendi farklı türü istikametinde olmasını temin eder. Dünyanın her yanında, buğday tanesinden elde edilenin yine buğday tanesi olması bundandır.
Nitekim, dünyanın hiçbir ikliminde ve hiçbir yerinde tam bir buğday tohumunun cinsinden, bir tane bile olsa arpa elde edildiği görülmemiştir. İnsan ve hayvan türleri için de aynı durum söz konusudur.