ÂDEM ALEYHİSSELAM’IN VEFATI
Bazı kaynaklara göre, Hz. Âdem vefat ettikten sonra, Sri Lanka’da Sri Pada Dağı’ndaki Cebel-i Nuz adlı mağaraya defnedilmiştir. Bu yerin Nevz Dağı’ndaki mağarayla aynı olduğu düşünülmektedir. Hristiyanlar Kudüs’te Kıyam Kilisesi’nin olduğu yerde olduğunu iddia ederken, Arafat’ta bir yere defnedildiğini söyleyenler de olmuştur.
Hıristiyanlar, Hz. Âdem’in naşının bulunduğu söylenen ve şimdi ‘Harem-i Şerif’ diye bilinen El-Halil’deki mağaraya ‘Hazineler Mağarası’ adını vermektedirler. Harem-i Şerif’te yeri belli edilen dört peygamber, eşleriyle beraber mevcut olup, Hz. Âdem ve Havva’nın da burada olduğu rivayet edilmektedir.
Gene çeşitli kaynaklara göre Âdem Aleyhisselam’ın uzun boylu, kıvırcık ve gür saçlı, kırmızı benizli, büyük gözlü, kalın baldırlı, uzun boyunlu bir yapıya sahip olduğu, sakalsız ve saçının iki bölük halinde, örgülü ve yaratıkların en güzeli olduğu belirtilmiştir. Güzelliği Yusuf Aleyhisselam’dan başka hiçbir kimsede toplanmamıştı.
HZ. ÂDEM VE YARATILIŞ GERÇEĞİ
Kuran’da birçok yerde insanlara: ‘Ey Âdemoğulları’ diye hitap edilmektedir. Bu ifade ile bütün insanların Hz. Âdem’den geldiği açık bir şekilde belirtilmektedir. Yine Kuran ayetlerinde Hz. Âdem’in ilk insan, yani Ebul Beşer (İnsanların Babası), Hz. Havva’nın ise Ümmül Beşer (İnsanların Anası) olduğu ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.
Allah’a inanç cephesinde, bu konuda zaman zaman bazı düşünürler tarafından duyulan şüpheler, gayet açık ve kesin ayet ve hadisler karşısında kendilerini derhal frenlemişlerdir. İnkâr cephesinde ise, insanın kökenini insandan başka nesnelerde arama gayretleri her zaman sonuçsuz kalmıştır.